arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
34,4783
EURO
36,2440
ALTIN
2.957,81
BIST
9.367,77
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Hafif Yağmurlu
16°C
Bodrum
16°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Yağmurlu
14°C
Cumartesi Açık
6°C
Pazar Açık
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
12°C

Ruhumuzun kirini yaşadığımız alanlara bulaştırmayalım..

3 Haziran 2023 20:20
A+
A-

“Tarif edilebilirlik” konu ne olursa olsun hayatı kolaylaştıran bir olgu.

Ulusal ve yerel siyaset yönetimini belirleme süreçlerinde de en çok ihtiyaç duyulan değerlendirme kriterlerinden biri bence.

Sadece siyasette mi? Tabii ki hayır..

Çalışma hayatında, aile hayatında, sosyal hayatta, sporda, ekonomide kısacası konu ne olursa olsun her alanda tercihleri belirlerken önemli bir olgu, tarif edilebilir olma durumu.

Diğer taraftan günümüz dünyasında insan ilişkilerinin içinde kırıntılarını dahi bulmakta zorlandığımız tarif edilebilir olma durumu için ‘ara ki bulasın’ desem çok da haksızlık etmiş olmam sanırım.

Son örneğini ulusal seçimlerde fazlasıyla yaşamadık mı?

Aynı konularda akşamdan sabaha değişen farklı söylemlere, düşüncelere, kararlara, duruşlara şahitlik ettik.

Konumunun önemi olmamakla birlikte hangi siyasi profil olursa olsun; hangi insansın sorusunun cevabını aradık, durduk.

Her ne kadar ‘politika’ kelimesi köken itibarıyla (poli: çok – tika: yüz) ‘çok yüz’ anlamına geldiği iddiası doğru olmasa da, sağladığı fayda durumuna göre konum almayı ifade eden pragmatik bakış açısının da çok üzerinde bir hal aldığı aşikar.

***

Tarif edilebilir olma konusu sadece insanlara ait bir olgu değil..

Köylerimiz, mahallelerimiz, kasabalarımız, kentlerimizde tarif edilebilir olmalı.

Tamda burada tarif edilebilir olma halini kaybetmek üzere olan bir Bodrum’la karşı karşıyayız.

“Bir zamanlar aşık olduğumuz ama şimdi ismi neydi unuttuğumuz” dünyanın en güzel kasabalarından biri olan Bodrum; nefes alamaz hale geldi, can çekişiyor.

Kentin ana arterleri ve ara sokaklarında seyreden hafriyat kamyonları ile beton mikserleri Bodrumlunun toprakla olan ilişkisini kesmek için daha doğrusu nefesini kesmek için aralıksız çalışıyor.

Ne yasak dinliyor, ne ceza dinliyor..

Türkiye’yi yöneten İstanbul Dükalığı’nın oligark grupları, Bodrum’a olan saldırısını yoğun bir şekilde devam ettiriyor. İstanbul’u asiste eden Ankara’yı da unutmamak lazım.

***

Peki kasabamızı yönetenler ne yapıyor, ne yapmıyor durumunu sorguluyor muyuz?

Sorguluyoruz tabii ki..

Gerek yazılı-görsel basın yoluyla gerekse de sosyal medya üzerinden yaşananlara günün her anında şerh konuluyor.

Kasabanın başkanı ile vekilleri (meclis üyeleri) Bodrum’a hizmetin, ihanetin neresinde duruyor.

Bodrum’un karşısında mı yanında mı? Karar, Bodrumlunun tasarrufunda..

Kasabanın başkanının da vekillerinin de bardaklarının neredeyse bir parmak ile ifade edilebilecek dolu taraflarına bakıp, durumu güzelleyecek kadar aklımızı da kaybetmedik sanırım.

Gördüğümüz o ki, kasabayı yönetenlerin yapılan orantısız saldırıyı görmezden geldikleri, zaman zaman da yanında durdukları.

Kaynakların nasıl kullanıldığı da ayrı bir yazı konusu..

Neyse bunları yazarken bir yandan da 4 yıl önce göreve başlayan Ahmet Aras’ın ilk söylemleri ve iddiaları geldi aklıma..

Kasabanın başkanı Aras, seçilmesinin hemen sonrasında 10 Nisan 2019 tarihinde 50’ye yakın basın mensubuyla bir araya geldiği toplantıda ifade ettiği “Bu mahallenin delisi benim” cümlesi ilk hatırladığım cümle oldu.

“Bu devir Bodrum Belediyesi’nin kaynaklarının en reel şekilde kullanılacağı dönem olacak” diyerek de önceki döneme de atıfta bulunan kasabanın başkanı Aras, “Kenti yönetirken hukuk çerçevesi içerisinde yapılan her yanlışa müdahale edeceğiz, bunu da yaparken iki şeye ihtiyacım var. Bunlar Bodrumlular ve işini özgürce yapan basın mensuplarıdır” tespitlerini de yapmıştı.

Bu kadar rant yanlısının olduğu bir kasabada siyasete yeni giriş yapmış bir başkanın bu ifadeleri bizlere de umut vermişti.

Bu söylemler 4 yıl önceydi ve iddiaydı.

Gördük ki; kasabanın başkanı iddia ettiği gibi deli değil, mülayim bir adammış. Zaten geriside teferruat, yazmayacağım.

İyi bir insan ve arkadaş olarak severim kendisini. Lakin kasabayı yönetmek için tek başına yetmiyor bu özellik..

***

Dediğim gibi yaşam alanlarımızın da ruhları var, yaşayanların karmasından oluşan.

Ruhumuzun kirini yaşadığımız alanlara bulaştırmayalım. Malum insanoğlunun yaşamı sınırlı. Öldüğünde ruhunu da, kirini yanında götürüyor.

Ama yaşadığımız kentler öylemi?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.