Arena Bodrum Haber – “Alanın ve satanın, üretenin ve tüccarın tam bir hukuki koruma altında olduğu, kimin neyi ne için yaptığı ve birbirini tabiri caizse kandırmayacağı bir sistemin çerçevesini çiziyoruz.” ifade eden Bakan Gizligider “Kız Kardeşim Projesi” anlattı.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Tarım ve Orman Muğla İl Müdürü Barış Saylak’ın katılımıyla düzenlenen etkinliğe; Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Habitat Derneği ve Coca-Cola Türkiye destek verdi.
Kadınların ekonomik hayata katılımını desteklemek amacıyla yürütülen “Kız Kardeşim Projesi” sertifika töreninde nitelikli tarım, çiftçilik, ziraat ve ormancılık yapmak düşüncesi konuşuldu.
Saylak: Tarlada izi olanın, harmanda da üretimde de sözü olur..Sertifika töreninde konuşan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, Muğla’da kadın üreticilere ve özellikle de kadın kooperatiflerine pozitif ayrımcılık tanıdıklarını dikkat çekerek “Tarlada izi olanın, harmanda da üretimde de sözü olur. Bugün Muğla’da tarımda kadınlarımızın izi var. Cesaretle, her şeye rağmen, yiğitçe ‘Üretimde ve girişimde ben de varım’ diyen tüm kadınlarımızın ellerinden öpüyorum, saygılar sunuyorum” dedi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak Muğla’da “Daha çok kadın çiftçi, daha çok proje ve daha çok yatırım” sloganı ile çalıştıklarını belirten Saylak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son 5 yılda yapılan ve uygulanan projelerle; sadece kadın çiftçilere yönelik Bakanlığımız ve Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen 10 projeyi hayata geçirdik. Muğla’nın Saklı Çeyiz Sandığı, Kadın Eliyle Safran Yetiştiriciliği, Kadın Dayanışması ile Koyun Yetiştiriciliği, Kadınlar Zeytinleri ile Birlikte Doğacak, bu projelerden birkaçıdır. Kadın üreticilerimizin üretimle birlikte yönetim anlamında kooperatiflerde, ziraat odalarında ve diğer üretici örgütlerinde aktif olmaları önemsiyoruz. Bu nedenle her alanında yönetici sayısının artması noktasında çalışmalarımız devam ediyor.”
Barış Saylak, Muğla’da Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üretim yapan 4 bin 596 kadın üretici olduğunu vurguladığı konuşmasında, 2022 yılının ilk 10 aylık döneminde toplam 5 bin 650 kadının İl Tarım Müdürlüğü tarafından düzenlenen eğitimlere katıldığını açıkladı.
Çiftçileri dinlemeye geldiklerini ifade eden Gizligider, alanacak fikirlerle ile yeni politikalar oluşturacaklarını belirterek Türkiye’nin çok önemli, büyük bir ülke ve büyük bir devlet olduğunu dile getirdi. Gizligider, Türkiye yüzyılına başka bir heyecanla hep beraber geçmek istediklerini kaydetti.
İstanbul Havalimanından bir uçağa binildiğinde yaklaşık 4 saatlik bir mesafeyle dünya nüfusunun yüzde 40’ına ulaşılabildiğine dikkati çeken Gizligider, şöyle konuştu:
“En son yaşadığımız tahıl koridoru zirvesi, tahıl sıkıntısı yine Türkiye vasıtasıyla bu topraklarda aşıldı. Türkiye o kadar büyük bir ülke ki iki ülkenin askerleri hemen kuzeyimizde amansız bir savaştayken, bunların memurları İstanbul’da aynı çatı altında birlikte Türkiye’nin adaletine, çatı gücüne, +iradesine güvenerek, bir arada çalışıp şu an tahıl koridoru sıkıntısını birlikte aşıyorlar. Türkiye o kadar büyük bir ülke ki iki gün önce Ankara’da çok önemli bir toplantı vardı. Bir yanda Amerika, bir yanda Rusya. Bunların istihbarat güçleri Ankara’da Türk istihbaratının hakemliğinde bir görüşme sağlıyorlar. Geldiğimiz noktada bu büyük ülkenin, biz de üzerimize düşen kısmıyla yani Tarım ve Orman Bakanlığı faaliyet alanı itibarıyla inşallah Türkiye yüzyılına yaraşır yeni bir döneme geçmesini arzu ediyoruz.”
“Türkiye kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktı, ithalat yapıyor” cümlesinin külliyen yalan olduğuna işaret eden Gizligider, “Tam tersine birçok üründe yüzde yüzün üzerinde ürün yeterliliği var. Evet ithalat, ihracat yapıyoruz. Çok doğru. Türkiye, dünyanın en büyük tarım ihracatçısı ülkelerinden biri. Bildiğim kadarıyla dünyanın en büyük makarna fabrikası Gaziantep’te. İtalya’da değil. Elbette sadece kendine yeterlilik değil, dışardan aldığını da işleyerek ve tekrar dışarı satarak, yeni bir katma değer sağlar.” diye konuştu.
Dünyada yaşanan gıda krizini Türkiye’nin teğet geçtiğini vurgulayan Gizligider, yeni tip koronavirüs sürecinde çiftçilerin yetiştirmeye devam ettiğini söyledi.
Türkiye yüzyılında güçlü bir tarım ve ormancılık vizyonuyla bazı değişikliklere gittiklerinin de altını çizen Gizligider, şunları kaydetti:
“Bundan sonra ekilmeyen toprak, işlenmeyen arazi, boş kümes, boş ahır kalmasın’ diyoruz. Siz arazinizi iki yıllığına birine kiralayın ya da kendiniz işleyin. Ama burayı boş bırakma hakkınız olmasın. Kendi toprağımız niye boş kalsın? Dünyanın en güzel toprakları niye boş kalsın? Bunlarla ilgili düzenlememiz inşallah yeni yasama yılı, yeni yıl itibarıyla başlıyor. Sözleşmeli tarım ve hayvancılığa geçeceğiz. Alanın ve satanın, üretenin ve tüccarın tam bir hukuki koruma altında olduğu, kimin neyi ne için yaptığı ve birbirini tabiri caizse kandırmayacağı bir sistemin çerçevesini çiziyoruz.”
Suyu, iklimi, toprağı, minerali önceleyen ve en az gübreyle üretim yapabilmeyi önceleyen yeni sisteme geçeceklerini aktaran Gizligider, “Bizim çiftçimiz ile ilgili hayalimiz sadece karnını doyurması değil. Bizim çiftçimizle ilgili hayalimiz sadece gününü kurtarması değil. Dünyaya meydan okumasıdır. Dünyaya çiftçilerle gideceğiz. Ürünleri satarak gideceğiz. Yol, yön göstererek gideceğiz. Türkiye yüzyılı derken ki bu hayallerimizi birlikte gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Gizligider’in konuşmasının ardından proje kapsamında eğitim alan kadınlara sertifikaları verildi.
MUĞLA (AA)
