Basın açıklamasında Muğla Büyükşehir Belediyesini beceriksizlikle itham eden Saatçi; “Son günlerde Fethiye Körfezimizin içler acısı hali ve bununla birlikte gündeme gelen Fethiye Arıtma Tesisi, alt yapı ve Fethiye Solar Kurutma Tesisi’yle ilgili, mevcut yöneticilerin ‘beceriksizliklerini örtmek için’ tarafıma yaptıkları haksız ithamlardan dolayı, kamuoyunu bilgilendirme zaruriyeti doğmuştur” diyerek şunları söyledi;
Öncelikle şunu belirtelim ki; bütün bu problemlerin ana nedeni, her zaman karşısında durmuş olduğumuz Büyükşehir Yasası’dır. 2014’te devreye giren Büyükşehir Yasası yetki karmaşasına sebebiyet vermiş, ilçe belediyelerini devre dışı bırakmış ve belirsiz bir ortamın oluşmasına çanak tutmuştur. Hep söylediğimiz gibi yasa kötü, yasayı uygulayanlar yasadan da kötü olunca, geldiğimiz nokta ortadadır.
2014 yılında Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen arıtma tesisimizle ilgili olarak;
2014 yılına kadar, 2003 yılında devreye aldığımız uzun baca, biyolojik arıtma tesisimiz, çıkış değerleri açısından, muhalefette bir belediye olmamıza rağmen, her sene ilgili bakanlık tarafından ve bölgemizden sorumlu olan Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından ödüle layık görülen bir tesisken ve bugün yaşamış olduğumuz limanımızla ilgili çevresel sıkıntıların hiç birini yaşamamışken, 2014’ten sonra olup biten becerisizlik ve sorumsuzluğun bize fatura edilmesini şaşkınlıkla karşılıyoruz. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi yalan atıyor. Fethiye’li kandırılamaz! Yeni rapor gibi basına servis edilen değerlendirme, 01.12.2015 tarihinde başlayıp, 01.06.2017 tarihinde sona ermiş paydaşları olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Su Yönetim Müdürlüğü, T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Fethiye Liman Başkanlığı, Muğla Valiliği ve Fethiye Belediye Başkanlığı destekleriyle TÜBİTAK tarafından 115Y468 no’lu “Kıyısal Sularda Su Kalitesi Parametresinin İzlenmesi ve Değerlendirmesi” konulu proje sonuçlarıdır. 2 yıl önceki raporla Fethiyeliler’i kandırmazsınız! Şu an gerçekler Fethiye Limanı’na bakınca gözüküyor. Fethiye, Muğla Büyükşehir ve Merkezi yönetim kavgasına kurban edilecek bir şehir değildir. Fethiye sahipsiz de değildir. Kavga edilecekse biran önce bilimin önderliğinde oluşturulacak yetkili kurullar tarafından yol haritasının çizilmesi ve tavizsiz bir şekilde uygulanmasıyla güzel ilçemizi bu çevre sorunundan kurtarabiliriz. Gün suçlu aramak değil, birlikte Fethiye Limanı’nı kurtarma günüdür. 15 gün önce yapılan çalışmaların sonuçları elimizdedir. Kimse masal anlatmasın. Biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Milletimiz ve körfezimiz laf değil, çözüm bekliyor.
2014 yılında tonunu 140 kuruşa sattığımız suyu 8 lira 30 kuruşa içmenin karşılığını Fethiye halkı olarak çevresel değerlerimize sahip çıkılarak görmek istiyoruz…
2014 yılında ucube yasayla yetkiler Büyükşehire devrolunca, Alman Kalkınma Bankası’na yaptırdığımız ön fizibilite çalışma raporunu, 1. Dosyayı kaybetmelerine rağmen, iki defa Yavuz Kayı (Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Gürün’ün Danışmanı)’ya teslim edilmiştir. Aynı dönemde ilgili dosyalar iktidar partisinin Muğla Milletvekillerine ulaştırılmak üzere ilçe başkanlığına teslim edilmiştir. Şayet bununla ilgili şimdiye kadar en ufak bir çaba gösterilseydi, limanımız bu hale gelmezdi. Fethiye ekmeğini denizinden kazanıyor. Bırakın bizi Muğla Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, 08/11/2017 tarih ve 11027 sayılı yazısı ile ve 31/08/2018 tarih ve 12007 sayılı yazısı ile Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Fethiye Atık Su Artıma Tesisi’nin ikinci etap inşasına başlanması konusunda gerekli uyarı yazıları yazmıştır. Ancak yapılan uyarılara rağmen yaklaşık 6 yıldır kapasitenin üzerinde çalışan tesiste yeterli düzeyde arıtma sağlanmadan, atık sular denize deşarj edilmektedir. Bizim zamanımızda çıkış suyunda balık yetiştirilen tesisin, 5 yıldır sağlıklı çalışıp çalıştırılmadığı da ayrıca bir değerlendirme konusudur. Bu kapsamda çevre kirliliğine neden olduğu tespit edilen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili Muğla Valiliği’nin başlattığı idari süreç devam etmektedir. Açıklamaları Bakanlık yetkilileri tarafından yapılmıştır. İşin özeti budur. Kamuoyuna duyurulur.
Arıtma çamurunu kurutarak, tarımsal kullanıma yönelik, Türkiye’de bir ilk olan Fethiye Solar Kurutma Tesisi’nin “5 Yılda 5 Milyon Zarar” ettiği konusuna gelince;
Fethiye Belediyesi ile Remondis şirketi arasında yapılan anlaşma sonucu Remondis, arazi kullanım bedeli olarak Fethiye Belediyesi’ne her yıl kira öder. Bunun karşılığında solar kurutma tesisin işletmesi Remondis şirketine aittir. Bu tesis istediği kurum ve kuruluştan çamur alıp kurutabilir. Şimdiye kadar bu beceriyi göstermediyse, bu sorumluluk Remondis’e aittir. 2021 yılına kadar işletme hakkı Remondis’te olup, 2021 yılından itibaren Remondis, Solar Kurutma Tesisi’ni özellikle belirtiyoruz, çalışır vaziyete getirerek Fethiye Belediyesi’ne devredecektir. Remondis’le yapılan sözleşmeleri, Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bu işlerden sorumlu MUSKİ yöneticileri okudukları zaman göreceklerdir. Bilmeden, anlamadan, duyduklarıyla konuşmak yerine, en azından yetkili arkadaşlarımızdan bilgi alarak işin aslını öğrenebilirlerdi. Biz bu işin neresindeyiz? Anlayamadık!
Satılık kalemlerin, büyükşehirin kadrolu yazarlarının, sincabın hakkını aradığı gibi, Fethiye Limanı’ndaki balıkların hakkını da aramalarını istemek en doğal hakkımızdır.
Talep edildiği takdirde, Fethiyemiz ve Muğlamız için elimizden gelenin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Fethiye bizim evladımız. Evladımızın saçının teline zarar gelsin istemeyiz. Ve tekrar hatırlatmak istiyorum; “Seçimle gelenlerin mazeret lüksü yoktur!”
Her konuda ülkemize hakim olan biat kültürünün bizleri getirdiği nokta budur.