arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
34,5227
EURO
36,1720
ALTIN
2.962,76
BIST
9.367,77
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Hafif Yağmurlu
16°C
Bodrum
16°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Yağmurlu
14°C
Cumartesi Açık
6°C
Pazar Açık
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
12°C

HER GÜNÜMÜZ BAYRAM OLSA…

HER GÜNÜMÜZ BAYRAM OLSA…
5 Haziran 2019 11:47
A+
A-

Bizim toplumumuzda bayramlar mühimdir. Bir aylık oruçtan çıkan milletimiz, şöyle ağız tadıyla bir şeker bayramı geçirmek istiyor. İstiyor ama, şartlar ve imkanlar eskisi gibi değil, hayli farklı…

Bunları oturup uzun uzun anlatmaya gerek yok. Hepimiz yaşıyor ve görüyoruz çünkü. Eskiden de sıkıntılarımız, ciddi problemlerimiz, yığınla sorunlarımız vardı ama gelecekten böylesine endişeli değildik. Geçmişte daha bir tutkunduk birbirimize, siyasi görüş farklılıklarımız keskin düşmanlığa dönüşmemişti böyle. Memlekette olan biteni rahat öğreniyor, özgürlüğün tadını çıkarıyor, alacak önlemimiz varsa zamanında alıyorduk.

Şimdi öyle mi, hangi kanunlar değişti, ne kararlar alındı, bildiklerimiz ne zaman sıfırlandı, farkında bile değiliz. Bir torba kanunu hikayesi çıkardılar, akıllarına eseni doldurdular içine, bir gecede pek çok kanun tersyüz oldu. Hep de Meclis’te gece yarısı operasyonlarına denk düştü bu işler. Muhalefet milletvekilleri gece evlerinde uyurken, Türkiye’de çok şeyin değiştiğini sabah öğrendiler.

Evvelden bayram anlayışlarımız da farklıydı. Küsler barışırdı eskiden. Dinimiz küslüğe hoş bakmıyor, bir müslümanın küslüğünü tükürük kuruyana kadar diye biliyorduk. Günümüzde tükürük değil, nesiller kuruyana kadar anlıyoruz galiba. Dindar ve kindar nesiller yetiştirme lafları, bu dönemde şıkça kullanıldı çünkü. Ötekileştik, ayrıştık, hiç yapmamamız gereken bir faciaya göz yumduk.

Geçmişi hatırladıkça çok üzülüyoruz. Koca bir ülkenin saygın fotoğrafını, güçlü birliğini, aksak da çalışsa uygar ve çağdaş sistemini nasıl tepetaklak ettik? Nasıl yaptık bu hatayı? Aksaklıkları düzeltmek başka bir iştir, bir ülkeyi tepeden tırnağa değiştirmeye kalkışmak çok başka bir iş. Başımıza gelecekleri bilseydik eğer, belki daha dikkatli davranır, devleti ve milletin bölünmez bütünlüğünü daha ciddi korurduk. Devlet işi şakaya gelmez. Kuralı, sistemi, iyi yetişmiş kadrolarıyla güçlüdür devletler. Öyle (ben yaptım oldu) anlayışıyla, dünyaya değil ahirete önem veren kararlarla, demokrasinin tartışmalı oy çokluğunu kafalara  göre kullanmalarla güçlü olunmaz.

Çok şükür hepimiz müslümanız. Dinimiz Müslüman olmayan kardeşlerimizi de sevgiyle bağrımıza basmamızı emreder. Öyle güzel, öyle kucaklayıcı, eğitici ve koruyucu bir dinimiz var ki, böylesine değerli bir dini yobazlardan, din tüccarlarından, istismarcılardan mutlaka korumamız gerek. Dinimizin kurallarını, geceleri televizyonlarda izlediğimiz tüccarlardan, cemaatlerden, din adamı etiketini kötüye kullananlardan değil, kutsal kitabımız kuran-ı kerimden öğrenebiliriz. Çok güzel Türkçe basılanları, rahatça okunanları var. Dinimizi yorumlayan kitaplardan değil, kutsal kitabımızdan öğrenebiliriz.

Müslümanlık kimsenin vesayetinde değildir. Kimse birbirine üstün müslümanlık taslayamaz. Kuranın karşısında hepimiz biriz ve eşitiz. İsteyen namaz kılar,cisteyen kılmaz. Dileyen oruç tutar, dilemeyen tutmaz.Bu konuda kimse kimseyi zorlayamaz. Allah’ın huzurunda herkes kendi hesabını verecek. Kimse müslümanlık bekçiliği yapmaya kalkışmasın. Yine kimse, ben daha müslümanım, o daha az Müslüman hatta kafir demesin sakın. İşte böyle ayrışıyor, böyle ötekileşiyor toplumlar. Tıpkı bizim bugünkü halimiz gibi…

Zararın neresinden dönülse kardır. Biz de bu bayramları fırsat sayarak kucaklaşmalı, birbirimize kardeşçe sarılmalı, geçmişin hatalarını akıllıca telafi etmeliyiz. İçimiz ve dışımızdaki düşmanla ancak böyle boğuşabilir, ülkemizi zorlayan tehlikeleri ancak böyle alt edebiliriz. Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Kavgayı, gürültüyü, kıskançlığı ve küslüğü geride bırakırsak eğer, birbirimizi kardeşçe kucaklarsak, şimdi şikayetçi olduğumuz çok şeyi kısa sürede düzeltebiliriz. Birbirimizle uğraşmak yerine çalışırsak, havadan kazanma alışkanlığını terk edersek, siyasete yaslanarak haksız kazanç elde etme yollarına tenezzül etmezsek, el birliğiyle Türkiye’yi düze çıkarır, düşmanlarımızın heveslerini kursaklarında bırakırız.

Bayramlarla ilgili çok güzel geleneklerimiz, adetlerimiz vardır. Son yıllarda zayıflattık bu güzellikleri. Arife günü mezarlıklara gider, kaybettiğimiz büyüklerimizi ziyaret eder, fatihalar okurduk kabirlerinin başında. Ertesi günü çoluk çocuk bayram namazlarına gider, camideki tüm cemaatle ve din adamlarımızla bayramlaşırdık. Bayram yemeğini eksiksiz tüm aile birlikte yemeye çalışır, büyüklerin elleri öpülür, küçüklere harçlıklar verilirdi. Hatırlar mısınız çocukken alınan hediyeleri, yatağımızın dibine bırakılan yeni pabuçları, ah ne güzel bayramlardı onlar.

Şimdi bayram dediniz mi, tatil anlıyoruz çoğumuz. Zaten çalışmayı sevmeyen bir milletiz. Son yıllarda hafta sonlarını filan da ekleyerek, hükümetlere baskı da yaparak onar güne çıkardık bayram izinlerini. 10 gün izini alan insanımız, evde oturmak yerine doğru tatile koşuyor artık. Parası olan da, bankadan kredi alan da, kredi kartına güvenen de, sağa sola borçlanan da soluğu sahil bölgelerinde alıyor. Öyle olunca, bizim bayram geleneklerimiz güme gidiyor, ancak imkanı olmayıp evinde oturanlar sürdürüyor gelenekleri.

Her neyse, bu Şeker (Ramazan) bayramını güzel duygular içinde, vatanımızın ve milletimizin kıymetini bilerek, yapılan yanlışları düzeltme arzusuyla geçirelim inşallah. Bayram sonunda inşallah yepyeni kafalarla, yepyeni ama iyi kararlarla, kardeşçe kucaklaşma arzusuyla dönelim evimize, işimize gücümüze. Hepinizi bu duygularla selamlıyor, bayramınızı en iyi dileklerimle kutluyorum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.