Akademia Vakfı’nın yürüttüğü ‘Mozole Restitüsyom Projesi’ doğrultusunda düzenlenen konferansı Prof. Dr. Fahri Işık verdi. Işık’ın “Kral Mausollos’un babası Hekattommos Anıt Mezarı, Lahti, Satraplar ve Eceler” başlıklı konferansını Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz’ın yanı sıra, Bodrum’da yaşayan akademisyenler ve Bodrumlular izledi. Konferansın açış konuşmasını yapan Akademia Vakfı Başkanı Özay Kartal, “Vakıf olarak Bodrum’un ve yakın çevresinin tarihine, kültürüne ve geçmişine ışık tutacak konferans ve etkinlikleri düzenlemeye çalıştıklarını ve bu doğrultuda Türkiye’nin saygın akademisyenlerini Bodrum’da ağırladık.” dedi
Daha sonra Prof. Dr. Fahri Işık, bir sunum eşliğinde Hekatommos Anıt Mezarı, Lahti, Satraplar ve Eceler konulu konferansına başladı. Işık konferansında Hekatommos Anıt Mezarı, yazıtlar ve bulgular hakkında çarpıcı bilgiler verdi. Işık, Karya satraplığında önemli bir yer olarak kabul edilen anıt mezarın Bodrum’daki dünyanın 7. Harikası Mousoloseum’un ilham kaynağı olduğunu belirtti.
Milas’taki anıt mezarın kazı çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Işık, konuşmasında şunları söyledi:
“Duvarlardaki resimler gitmiş, en az iki üç kez mezarın içi yukarıya kadar dolmuş. Lahdin üst kısmında yumurta dizisi ve kuşak büyük oranda ortadan kalkmış. Lahtin uzunyüzü doğuya bakıyor. Boyu, İskender Lahti’ne yakın. Bunun karı koca için düşünülmüş bir anıt mezar olduğunu sanıyoruz. Bu muhteşemlikte bir lahit, tek parça kapağa sahip değildi. Mermerle örtülüydü. İkili gömü ile bağlantılı olduğunu buradan çıkarıyoruz.”
Prof. Dr. Fahri Işık, Hekatommos Anıt Mezarının özelliklerini Helenistik dönem anıt mezarları ve lahitleriyle karşılaştırarak anlattı. İstanbul’daki bir laboratuvarda, lahtin renk ve boyalarının saptanmaya çalışıldığını kaydeden Işık, renklerin Atina mezar kabartmalarıyla birebir benzerlikler taşıdığını ifade etti.
Lahdin önyüzünde bir ‘aile şöleni’ betimlendiğini, bu divan sahnesinin neyi içerdiği konusunda araştırmaların devam ettiğini söyleyen Işık, “Bunun öte dünya betimlemesi olmadığına eminiz. Bunu Yeni Hitit, Asur ve Likya dönemi tapınak ve mezar betimlemeleriyle karşılaştırarak anlıyoruz. Bu kabartmalar günlük yaşama aitti, bir keyif anını anlatıyordu, öldükten sonraki yaşamı betimlemiyordu” diye konuştu.