Önceki yıllarda kömür yatağı üzerinde bulunduğu için boşaltılarak başka bir bölgeye taşınan 4 bin 500 yıllık Yeşilbağcılar Mahallesi’nde, Muğla Kültür Varlıkları Korumu Kurulu tarafından 2012 yılında tescillenerek koruma altına alınan yaklaşık 600 yıllık Osmanlı hamamı, 28 Şubat’ta maden şirketi tarafından bölgede yapılan aramalar sırasında yapılan çalışmalarda zarar gördü.
Tarihi Osmanlı hamamının iş makineleri ile zarar görmesi mahalle sakinlerinin tepkisine neden oldu. Haber verilmesi üzerine alana gelen jandarma ve Muğla Müze Müdürlüğü ekipleri tutanak tuttu. Yeşilbağcılar Muhtarlığı ise yetkililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Yatağan Yeşil Yaşam Derneği Başkanı Kazım Erol, gazetecilere, Osmanlı hamamının Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenmiş bir eser olduğunu söyledi.
Hamamın 14-15’inci yüzyıla ait tescilli bir yapı olduğunu belirten Erol, şunları kaydetti:
“Tarihi hamam 28 şubatta özel bir maden şirketi tarafından iş makineleriyle yıkıldı. Dernek olarak suç duyurusunda bulunduk. Jandarma ve Muğla Müze Müdürlüğü de suç duyurusunda bulunmuş. Yatağan’da ecdat izlerimizin korunması için çalışıyoruz. Yıkılan hamamın olduğu yerde kömür sahası bulunmuyor. Bölgede cami ve türbeler de var. Henüz bu eserlerin olduğu noktada kömür sahası yokken, neden bu yıkım yapılıyor anlamadık. Adeta tarih katliamı yapıldı. Konu şuan savcılık aşamasında. Davada dernek olarak taraf olacağız.”
Yeşilbağcılar Muhtarı Mefhar Tüzün ise boşaltılan mahallede istimlak nedeniyle kimsenin yaşamadığını söyledi.
Olayın yaklaşık bir hafta önce yaşandığını belirten Tüzün, “Biz de haber alır almaz jandarmaya bilgi verdik. Tutanak tutuldu. İlgili kurum yetkilileri de gelerek inceleme yaptılar. Süreç devam ediyor.” dedi.
Tüzün, köyde yıkılan hamam gibi tescilli yapıların da bulunduğunu anlatarak, buradaki eserlere sahip çıkılmasını istedi.
Maden şirketi yetkilisi Muhterem Gül ise heyelan bölgesinde olan ve taşınan köyde madencilik faaliyeti yapmak için 2020’de müracaatta bulunduklarını belirten Gül, bölgenin 178 parselinin geçen temmuz ayında, 182 parselin de ocak ayında kendilerine teslim edildiğini ifade etti.
Gül, bir kısmı yıkılan binanın tarihi hamam olduğu ve koruma altına alındığının kendilerine bildirilmediğini öne sürerek, “Binanın bulunduğu 1972 parsel bize ‘İki katlı kagir belediye binası’ olarak teslim edildi. Teslim aldığımız saha içindeki bir bölge 28.11.2019’da alınan kararla SİT alanı ilan edilmiş ve bu karar bize bildirilmişti. Ama aynı tarih ve kararda bu binanın hamam olarak koruma altına alındığı bize bildirilmemiş. Her hangi bir uyarı levhası da konulmamış.” dedi.
Sahanın aynı zamanda heyelan bölgesi olduğuna dikkati çeken Gül, köyün de bu nedenle taşındığını dile getirdi.
Gül, taşınan köyde hala bazı vatandaşların özel mülkiyetleri bulunduğunu da belirterek, şunları kaydetti:
“Bölgeye halen vatandaşlar gelip gidiyor. Sonuçta özel mülkiyetleri var. Bu binanın da çatısı yıkılmıştı. Biz de can ve mal güvenli açısından tehlike arz etmesi sebebiyle çatısındaki ağaçları düşürmek istedik. Bu sırada duvarı da yıkılmış. Hamam olduğunu bilmiyorduk. Koruma kararı bize bildirilmedi. Kasıt yok. Bilseydim biz bakar, korurduk. Bu yapılar hepimizin ortak değeri. Kimse zarar görmesin istedik. Kim böyle bir şey olsun ister.”
Öte yandan, olayla ilgili İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün de soruşturma başlattığı öğrenildi.
MUĞLA (AA)