Turgutreis Platformu, çevre ve toplumsal değerleri koruma amacıyla yeniden sahadaydı.
Avukat Ziya Levent Doğuç’un liderliğinde toplanan platform üyeleri, Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı’nda halkın sahil şeridine erişimini engelleyen, çevreyi tahrip eden ve yasalara aykırı şekilde sürdürülen inşaat faaliyetlerini protesto etti. Bu eylem, halkın dayanışmasının, müzakere ve görüşmelerin ötesine geçerek daha kararlı bir mücadeleyle desteklenmesi gerektiğinin bir ifadesiydi.
Barikatların Yıkılışı: Sembol ve Eylem
Eylemin en can alıcı noktası, inşaat firmasının denizi ve sahili gizlemek amacıyla kurduğu suntalarla çevrili barikatların platform üyeleri tarafından yıkılmasıydı. Bu barikatlar, sadece fiziksel bir engel değil, aynı zamanda hukuksuzluğun ve çevre talanının görünmez kılınması için kullanılan bir araçtı. Barikatların yıkılması, halkın sahil hakkına sahip çıkma iradesinin güçlü bir mesajı oldu.
Avukat Ziya Levent Doğuç, bu sembolik eylemin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Barikatlar sadece denizi değil, hukuku ve halkın haklarını da örtüyordu. Biz bu barikatları yıkarak sadece bir duvarı değil, bu hukuksuzluğun üzerindeki perdeyi de ortadan kaldırdık.”
Turgutreis’in Bağrına Saplanan Beton Hançer
Turgutreis sahillerindeki inşaat faaliyetleri, bölgenin doğal yapısını, ekosistemini ve halkın ortak kullanım alanlarını tehdit eden bir beton hançer olarak değerlendiriliyor. Platform üyeleri, sahillerin betonlaştırılarak rant uğruna halktan koparıldığını ve bu durumun hem hukuki hem de ahlaki açıdan kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Hükümetle yapılan müzakerelerin çözüm sağlamadığını, aksine bu süreçlerin çoğunlukla zaman kazanmak ve hukuksuz projeleri ilerletmek için kullanıldığını belirten platform, mücadelenin artık daha kararlı bir direnişle devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Barikatların Arkasında Gizlenen Felaket
Eylem sırasında, yıkılan barikatların ardından denizin doldurulduğu, doğal dokunun yok edildiği ve ekosistemin geri dönülemez şekilde tahrip edildiği ortaya çıktı. Basın mensupları ve kamuoyuna gösterilen bu görüntüler, Turgutreis’in sadece yerel değil, tüm Bodrum Yarımadası için bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğunu kanıtladı.
Halkın Dayanışması ve Mücadelenin Yönü
Turgutreis Platformu, bu mücadelede halkın dayanışmasının, barışçıl ama kararlı bir direnişin önemini vurguluyor. Platform üyeleri, hükümetle müzakere yerine sahada daha aktif bir direniş sergilenmesi gerektiğini belirtti. Bu kapsamda şu açıklama yapıldı:
“Bu mücadele müzakere ile değil, eylemle kazanılır. Gerekirse eylem çadırları kurarak, barikatları tekrar yıkarak ve bu alanlarda halkın varlığını hissettirerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Turgutreis’in bağrına saplanan bu hançeri halkın dayanışmasıyla çıkaracağız.”
Barikatları Yıkalım, Direnişi Büyütelim
Bu eylem, Turgutreis sahillerini savunmanın ötesinde, çevre tahribatına ve kamu alanlarının gasp edilmesine karşı verilen mücadelenin sembolü haline geldi. Turgutreis Platformu, hukuki süreçleri takip ederek, gerektiğinde sahada eylem çadırları kurarak ve kamuoyu desteğini büyüterek mücadelesine devam edeceğini duyurdu.
Platformun çağrısı, yalnızca Turgutreis için değil, ülkenin dört bir yanında benzer sorunlarla karşılaşan tüm topluluklara hitap ediyor:
“Barikatları birlikte yıkalım, sahillerimizi savunalım!”