arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri bodrum haberleri bodrum spor haberleri bodrum siyaset
DOLAR
35,3359
EURO
36,7612
ALTIN
3.023,90
BIST
10.064,48
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Hafif Yağmurlu
12°C
Bodrum
12°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Çok Bulutlu
14°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Parçalı Bulutlu
11°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
11°C

Su Kayıp Ve Kaçakları Konusunda Fikirler

2025 yılının bu ilk yazısında Bodrum’da yaşadığımız su konusunu konuşalım istedik. Çünkü yaz mevsimine çok kalmadı ve yaza kadar barajlarımıza ne kadar verimli yağmurların yağacağını bilmiyoruz. Bir yandan su kaynaklarını, çevreye zarar vermeden bilimsel yollarla çoğaltırken, bir yandan da çeşmelerimizden akan suya saygı duyup ziyan etmemeyi öğrenmek zorundayız. Su sorununun iki boyutu var. Birincisi “suyun temini”, ikincisi de “suyun verimli kullanımı”.

Tam da bu noktada karşımıza çıkan en önemli sorunun kayıp ve kaçaklar olduğunu biliyoruz. Büyükşehir Belediyemizin ve MUSKİ’nin bu konularda ciddi çalışmalar yaptığından ve akılcı projeler geliştirdiğinden hiç kuşkumuz yok elbette. Zalimcan bu konuda bir dosya hazırlamış ki, alaycı bir gülümsemeyle önüme koydu. Hadi gel de yazma bakalım.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı “Su Verimliliği Yönetmeliği”, Resmi Gazetenin 27 Aralık 2024 tarihli sayısında yayımlanmış. Yönetmelik başta Büyükşehir Belediyelerinin ilgili birimleri olmak üzere ilçe belediyelerine, üniversite kampüslerine, kamu kurum ve kuruluşları, havalimanları, alış-veriş merkezleri, 100’den fazla odaya sahip konaklama tesisleri gibi yerlerde, 18 ila 21 aylık süre içinde “Su Verimliliği Sistemi” kurulması zorunluluğu getiriyor. “Mavi”, “Yeşil” ve “Turkuaz” olmak üzere üç farklı seviyede Su Verimliliği Belgesini Büyükşehir Belediyeleri 18 aylık süre içinde almak ve bu kapsamda çok ciddi plan ile yatırım yapmak zorunda.

Şimdi sıkı durun. İçme suyu sistemlerindeki kayıp oranları, büyükşehir ve il belediyeleri için en fazla %25, diğer belediyeler için ise en fazla %30 seviyesinde olmalı. Bodrum’a gelen suyumuzun %40 ila %50 oranında kayıp ve kaçaklardan dolayı ziyan olduğunu biliyoruz. Bu da iyimser bir tahmin. Nedenlerini ve sorumlularını tartışmak, şu an için bize bir şey kazandırmayacağından, çözüm odaklı düşünmeyi seçmek durumundayız.  Şöyle kabaca durumumuza bir bakalım.

Öncelikle bazı kavram ve teknik değerlerin ne anlama geldiğini ifade edelim. Örneğin su şebekesindeki 1 bar basınç, 10,4365 m.’lik kot farkından doğar. Yani suyu yaklaşık olarak 10,5 m. yüksekten kendiliğinden bırakırsanız, sıfır noktasına ulaştığında basıncı 1 bar artar. İlgili Yönetmeliklerde, topoğrafik yapının uygun olduğu yerlerde izin verilen maksimum su basıncı 60 m.’den bırakılan suyun oluşturduğu basınç kadar olması gerektiği yazar ki, bu da 5,75 bar basınca karşılık gelir. Topoğrafyanın dalgalı olduğu coğrafyalarda ise (Bodrum gibi) bu değerler en fazla 80 m’den bırakılan suyun oluşturduğu basınç kadar olabilir ki, bu da 7,66 bar basınca karşılık gelir. Bu basınç değerinin üstünde bir basınç söz konusu olursa şebekedeki boruların patlama riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Borular patlamazsa, eğer konutların su saatinin girişinde basınç düşürücü aparatınız da yoksa (ki Bodrum’daki evlerin kaç tanesinde var bilmem) bu kez evinizin içindeki borularda patlamalar olabilir.

Aşağıdaki resimde görüleceği gibi “DMA” olarak adlandırılan ana hattan ayrılan kollarda oluşturulan Alt Bölgelerde oluşturulacak “Basınç Dengeleme Merkezleri” aracılığı ile suyun basıncı dengelenebilir ve daha üst kotlara gidecek kollara basınç yükseltilerek pompalanabilir, daha alt kotlara gidecek kollara ise basıncı düşürerek su verilebilir. Böylece üst kotlardaki su temini sorunu çözülebileceği gibi, alt kotlarda yaşanan yüksek basınca dayalı patlakların da oluşumu engellenebilecektir. Bunun yanında bu sistem sayesinde, patlak olan bölgeye en yakın dengeleme merkezindeki vana kapatılarak patlağın olduğu koldaki onarımlar yapılırken, diğer kollardan ulaşan suyun akması da devam etmiş olabilecektir.

Basınç Düşürücü Vana (PVR) denen bu su basıncı kontrol sistemlerinin çok çeşitli modelleri var ve hatta Basınç Düşürücü Vana sistemi yerine “Pompa Türbin” (PAT) kullandığınızda basıncın arttığı bölgelerde elektrik üretimi dahi yapmak mümkün olabilmekte. Hayal falan demeyin, Antalya’da 2016 tarihinde Anfaş Bölgesi İçme Suyu Dağıtım Şebekesinde işletmeye alınmış, bu proje için harcanan para 53 günde geri kazanılmış, su kayıplarında yaklaşık saatte 50 metreküp azalma olmuş ve 5 ayda 8600 kWh elektrik enerjisi üretilmiştir (Kaynak: TÜBİTAK Proje No: 114Y203).

Bodrum’daki ana su hatlarımızdaki duruma bakarsak; bir arkadaşımın gönderdiği fotoğrafta, Bitez’deki bir şebeke basınç göstergesinde görülen değer 15 bar. Yani Yönetmelikle ve bilimsel olarak belirlenmiş değerin tam 2 katı.

Bu durum, fotoğraflı belgesiyle birlikte MUSKİ’nin Bodrum’daki yetkililerine ulaştırıldığında alınan cevap ise enteresan; “endişelenmeyin bu basınç normal değerlerde”. Galiba bu işte bir terslik var. Bir yanda Yönetmelik’te belirtilen sınır değerler ve bilimsel veriler, diğer yanda MUSKİ’nin teknik elemanlarınca söylenenler. Sanırım MUSKİ’nin görüşünün, Yönetmelikler ve bilimsel veriler ışığında tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü, özellikle düşük kottaki mahallelerde sürekli patlayan borulardan ya da yüksek kotlu mahallelere bir türlü ulaşamayan sudan kaynaklanan sorunları yaşayan bizleriz. Bu konuda net bir görüş ve değerlendirme yapılması iyi olur sanki.

Tüm bunların sonucunda; geçtiğimiz günlerde yayımlanan Yönetmeliğin zorlayıcılığını da düşündüğümüzde, Bodrum Yarımadasındaki kayıp kaçak oranlarımızı düşürmek adına uygulanacak bu teknolojik çözümlerin maliyeti, acaba MUSKİ tarafından hesaplandı mı ? Bu hesaplama sonucu ortaya çıkacak yatırım bütçesi, Fransa’dan temin edildiği söylenen ancak Cumhurbaşkanlığı tarafından imzalanmayan ve su sorunumuzu çözeceği ifade edilen yatırımlar için kullanılacak kredi kapsamında yapılacak işler arasında var mı ? “Akıllı Kent” kavramı içinde değerlendirilmesi gereken bu tür çözümler ne zaman hayata geçebilecektir ?

Bu arada “Akıllı Kent” kavramı içinde; her mahallede kaç ev vardır, kaç kişi yaşıyordur, imar planına göre belirlenen tüm yapılaşma tamamlandığında kaç kişi yaşayacaktır, bu mahallelerin sosyo-ekonomik ve kültürel yapılarına bağlı olarak ortalama su tüketimi ne kadardır, gelecek 20 yılda beklenen su tüketim alışkanlığı ve su tüketiminin ne düzeyde olacağı tahmin edilmektedir, su şebeke sisteminin geçirildiği mahalledeki topoğrafik yapı nasıldır, bu topoğrafik yapı gereği nerelerde basınç dengeleme vanaları (merkezleri) yapılmalıdır gibi soruların cevaplarını verebileceğimiz çalışmaları yapmamız gerekmez mi ? Abone sayıları ve tüketimlerinden başka bu çalışmalar sonucunda, şimdi ve gelecekte Bodrum halkına nereden ve ne kadar su temin etmemiz gerektiğini ve en az kayıpla nasıl kullanabileceğimizi, önümüze net bir şekilde koyabiliriz sanıyorum. Biz bunun adına kısaca PLANLAMA diyoruz, siz ukalalık diyebilirsiniz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.