Salgın süresince asgari ücretten gelir vergisi alınmaması konusunda kanun teklifi veren Girgin’in gündeminde Erdoğan’ın bağış kampanyası da vardı.
Girgin kanun teklifinde; 2020 yılı için asgari ücret ve civarında ücret alan kesimin gelir vergisinden muaf olmasını sağlayacak şekilde ve gelir vergisini yüksek gelir sahibi kesimlere yayacak şekilde vergi oranları yeniden düzenlendi. Teklifte, yıllık geliri 40 bini geçmeyen ücretlilerin gelir vergisi vermemesi, yıllık geliri 80 bine kadar olan ücretlilerin ise %15 oranında vergi vermesi öngörüldü.
“Türkiye’de kamu kaynakları Hazine garantili ihalelerde bir avuç sermaye grubuna peşkeş çekiliyor” diye sözlerine başlayan Girgin, “ Yoksul vatandaştan, asgari ücretliden ,, en yüksek vergilerini toplayacaksınız sonra bu paraları Yandaş şirketlere, yandaş medyaya ve vakıflara kamu bankaları aracılığıyla vereceksiniz. Bu da yetmeyecek, 40 milyarlık kefen parasını da bütçeye aktaracaksınız… Her yıl yazlık ve kışlık saraylarda lükse şatafata harcanan paranın haddi hesabı yokken, vatandaş yanında sosyal devletin “s” sini bulamadığı için intihar etme noktasına geliyor. Suriye’de barış çizgisinden saptığımız için bu halkın cebinden çıkan milyarlarca dolar harcadılar, sonuç aileleri sıvasız evlerde oturan yoksul evlatlarımız şehit oldu. Bölge için büyük bir insanlık dramı yaşandı” dedi.
Devlete böyle dönemlerde var olduğunu söyleyen Girgin el açan değil, el uzatan devlet olmasının önemine dikkat çekti.
Milletvekili Girgin, Vergi Niçin alınır ? Vergiyi kısaca devletin gerçek ve tüzel kişilere yüklediği ekonomik yükümlülük olarak açıklanabilir. Devletin bizlere yani vatandaşlara yüklediği bu ekonomik yükümlülüğün asıl işlevi, devlet harcamalarını karşılayarak yol, su, elektrik, sağlık gibi altyapı hizmetlerini sağlayabilmektir. Bağışları vergiden düşeceğinize, yoksulun sırtındaki vergi yükünü hafifletin. Düşük ücretli vatandaşlarımız nefes alsın; marketi, manavı, kasabı da mağdur olmasın, piyasada para dönsün diyerek şunları söyledi:
“Eğer bir köşeye oturup gelirinizi, harcamalarınızı yazıp; doğrudan, dolaylı , KDV, ÖTV, konut, trafik sigorta, kasko, benzin , elektrik, su, telefon vb. cebinizden çıkan vergilerinizi hesaplarsanız kazancınızın yaklaşık yüzde 60’tan fazlasını devlete vergi olarak geri verdiğinizi görürsünüz. Bunun karşılığında vatandaş eğitime sağlığa ücretsiz ulaşabiliyor mu? Hayır! Ne yapılıyor? Büyük sermaye gruplarına vergi affı, borç affı… Yandaş müteahhitlerin borçlarını affedenler, Asgari ücretle geçinenlerin, emeklilerin, günlük gelirle geçinenlerin de borçlarını silsinler madem…Ama mümkün değil çünkü AKP yoksuldan alıp sermayeye vermenin partisidir.”
Ücretliler toplam gelir vergisinin yüzde 65’ini karşılarken, milli gelir payları yüzde 21,2’dir. Dolayısıyla, ücret geliri sahipleri milli gelir paylarının üç katından fazla bir gelir vergisi baskısı (65/21,2= 3,06) altındadır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi katmerlendiren Küresel Koroavirüs Salgını nedeniyle, mevcut gelir vergisi uygulamasının adaletsizliği yoksul kesimler için daha yakıcı olmaktadır. Salgın sürecinin yıkıcı ekonomik, sosyal etkilerini telafi etme adına açıklanan önlem paketinden, ne yazık ki bu süreçten toplumun emeği ile geçinen kesimlerine, emekçilere doğrudan dokunan, nefes aldırıcı bir düzenleme çıkmamıştır.
Bu kanun teklifiyle, gelir vergisini düzenleyen mevcut tablo; 2020 yılı için asgari ücret ve civarında ücret alan kesimin gelir vergisinden muaf olmasını sağlayacak şekilde ve gelir vergisini yüksek gelir sahibi kesimlere yayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Emeği ile geçinen kesimleri korumak adına, ücretliler ve diğer gelir sahipleri için farklı tarife teklif edilmiştir.