30 Mayıs 2024 Perşembe günü doğduğum topraklar Adana’da oynanan zorlu maçta Sakaryaspor’u 3-1 yenen Bodrum FK, süper ligle buluşup, kucaklaştı.
Sona eren bu hasretin yerini yenisini koyan Bodrumlular olarak, 3 büyüklerle sahamızda oynayacağımız maçları hasretle beklemeye başladık, taki düne kadar..
Dün akşam saat 17:00 itibarıyla lig lideri Galatasaray’ı, Grey Beton Bodrum Stadı’nda konuk ettik.
Bodumlular; 3 büyüklerden birini ilk defa sahasında ağırlayıp tarihe şahitlik ederken, Galatasaray da lig tarihinde üst üste 12 maçı ilk defa kazanarak bir rekora daha imza attı.
Eski rekorun sahibi Fatih Terim’in de izlediği maçta, Okan Buruk yeni bir sportif başarının yanına adını bir kere daha yazdırdı.
Yazdırdı yazdırmasına ama soğuk terler dökerek.
Okan Hoca sahada tanımadığı iki takımın maçına şahitlik etti. Ortada oynadığı oyunla hayal kırıklılığı yaratan bir Galatasaray ile sanki kırk yılllık süper lig müdaimi gibi oynayan bir Bodrum FK vardı.
Maçın hakkı bana göre berabeberlikti. Ama birisi kazanacaksa bu takım ortaya koyduğu direnç ve karakterli oyunla Bodrum FK olmalıydı.
Kaleci ve defans performansının yanı sıra çok iyi çalışan kademe anlayışıyla başarılı bir oyun ortaya koyan Bodrum FK, Galatasaray’ı sıradan bir takım sıfatına soktu adeta.
Volkan Demirel’in; sahaya sürdüğü takım ve oyuna müdahaleleri, gördüğümüz kadarıyla mental olarak da hazır olan Bodrum FK’ya tedirginlik içeren bakış açımızı biraz olsun ortadan kaldırdı.
Basın toplantısında; Okan Hoca’nın başarısız futbol ve haksız galibiyetini izah etmek için; çimler uzundu, sular kesikti, rüzğar da vardı gibi sığındığı vasat altı gerekçelerin yanında,
Volkan Hoca’nın 14 kişiye karşı 10 kişi oynadık değerlendirmesi ve adaletsiz bir hakemin olduğu tespiti, net ve doğru gerekçelerdi.
Volkan Hoca’nın maç sonu değerlendirmelerinde katılmadığım tek cümlesi vardı. “Futbolu bilenler yönetmeli” ifadesi eksikti. “Futbolu iyi bilen, iyi insanlar yönetmeli” demeliydi. Neden mi? Bu işi yönetenlerin hepsi bu işlerin kompetanıda ondan..
Dün akşam oynanan maçın karanlık yüzü, hakem kararları oldu. Aydınlık yüzü de Bodrum FK’nın ortaya koyduğu karakterli futbol..
Şansız anları da; 36. Dakikada Ege Bilsel’in soldan getirdiği ve dip çizgide Metehan’dan sıyrılarak Muslera ile karşı karşıya kalıp attığı şutun filelerle buluşamaması ile Gökdeniz’in penaltı noktası üzerinden vurduğu şutun direkten dönmesi oldu.
Teşekkürler takım..
***
Sahada gösterilen bu başarılı performans başka bir yerde daha vücut buldu.
Nerede mi? Grey Beton Stadyumunun tribünlerinde..
Bu maçı sıfır hatayla geçen Bodrumspor taraftar grubu Asi Tayfa ve futbolseverlerde büyük bir teşekkürü hak etti doğrusu..
Asi Tayfa’nın dernek başkanı Tamer Yaman ve tribün lideri Doğan Yıldırım ile tribünün akil abileri çok başarılı bir süreç yönetti Galatasaray maçında..
Maç öncesi yapılan açıklamalar, tribündeki abilerin konuya hakimiyeti ve maç anı kendi içlerinde kurdukları kontrol sistemi ile maç sonrasında gösterdikleri sabır her türlü takdire değer.
Bu maçta en az iki maç kapama cezası alırız korkusuyla başladığımız hafta, centilmenlik dersiyele son buldu.
Teşekkürler tribün..
***
Gelelim hafta sonu oynanan diğer iki karşılaşmaya..
Ekonomik dalgalanmalar içerisinde yaşamsal reaksiyon veren Bodrum Basketbol‘un mükemmel sonuçlarla başladığı lig, aldığı ağır mağlubiyetlerle bizi kısa bir süre önce Kırçiçeği Bodrum Basketbol ile yaşadığımız günleri hatırlattı. Gelecek günler tarihi tekerrür ettirmez umarım.
Görünen de o ki! Yönetilebilir bir kriz gibi görünmüyor Bodrum Basketbol’un yaşadığı ekonomik sıkıntı..
Bodrum’un İncileri; KFC Kadınlar Voleybol 1. Liginin 9. hafta mücadelesini, İstanbul’un ekol takımlarından olan Yeşilyurt’u yenerek tamamladı.
BB Bodrumspor’un Voleybol şubesinde işler biraz daha iyi durumda. Başkan Hadi Türk ve yönetimi zorlansalarda ekonomik sürdürülebilirliği şimdilik sağlıyorlar.
Bu iki branşı kısa da olsa hatırlatarak, yanınada Yalıkavakspor kadın hentbol takımını koyarak bir iki laf etmek istiyorum.
Gözlemlediğin durum şudur!
Bodrum olarak birçok konuda olan biten herşeyi neden uçlarda yaşıyoruz anlayamıyorum.
Spora ya akıl almaz paralar saçıyoruz yada verecek bir kuruşumuz yok diyoruz. Neden Bodrum’un spor sürecini sürdürülebilir bir planlamayla yönetemiyoruz? Anlamakta zorlanıyorum.
Elimizde kötüde olsa bir planımız yok. Spor politikamız yok. Spor takvimimiz var mı? Bilemedim.
Bilenler, bilmeyenlerin emrinde nasıl bilemeyeceklerini deneyimliyorlar.
Sorunlarımız matruşka bebek gibi. Eldeki malzemeyle sonu var mıdır? Onu da bilemedim.