Sevgili okurlar, “Turizm Alanları Planlaması” konusunda çalışan bir akademisyen olarak ilki 1998 yılında olmak üzere 3 kez yapılan ‘Türkiye Turizm Şura’larının bazılarına da bizzat katılarak yakından takip ederim.
Hemen her şurada konuşulan konular birbirini tekrar eder nitelikte olmakla birlikte, 2000’li yıllardan bugüne 12 milyar dolardan 55 milyar dolara ulaşan bir turizm geliri gerçekleşmiş ülkemde.
2000’li yılların başında Türkiye’ye gelen 1 turist ortalama olarak 850 dolar harcarken, 2023 yılı itibariyle gelen her turist ortalama olarak 979 dolar para harcamış. Buna karşılık 2000’li yıllarda yurtdışına giden bir Türk vatandaşı ortalama olarak 1300 dolar para harcarken, 2023 yılı itibariyle 1086 dolar para harcamış. Bu da bize, Türkiye’ye gelen turist sayısının ve harcama miktarının artışının karşısında, Türk vatandaşlarının turizm amaçlı harcadığı paranın azaldığını gösteriyor. Siz başka yorumlar da yapabilirsiniz.
Turizm o kadar enteresan bir sektör ki, kendisinden başka diğer tüm gelişmelerden anında etkilenir ve yönü değişebilir. Turizm sektöründen çok sayıda faydalar elde edilebilmektedir. Hemen herkesin aklına para kazanma gelse de tam öyle değil. Turizm sayesinde kültürel etkileşim, toplumsal barış, doğa koruma bilinci, istihdam olanaklarının artışı, tarımsal sektörün gelişmesi, ulaşım/altyapı/inşaat sektörlerinin beslenmesi ve daha birçok alanda etkileşimler söz konusudur. Biz buna “turizmin çarpan değeri” diyoruz.
Örneğin bir turistin harcadığı 1 dolar paranın konaklama sektörüne girdiğini varsayalım. Otelci o bir dolardan bir kısmını çalışan personele verir, o personel aldığı ücretle evini geçindirmek için nerelere harcar hesap edin. Bir turistin harcadığı diğer 1 doların yiyecek-içecek birimlerine girdiğini varsayalım. Restoran sahibi o bir dolarla yumurta satana, akaryakıt satana, lastik tamircisine, kuyumcuya, ayakkabı tamircisine harcama yapar. İşte turizm sektörüne giren 1 dolar sektörler arasında öyle bir etki yaratır. Keynesyen ekonomi teorisine dayanan bu kavram, diğer harcamalar sabit kaldığında 5’e kadar çıkabilir. Yani turizm sektöründeki 1 dolarlık harcama, 1 yılda yöre ekonomisinde 5 dolarlık bir ekonomik döngüye neden olabilir.
Ancak bu iş o kadar da basit değil elbette. Örneğin bir senfoni orkestranız var ve muhteşem bir konser vereceğinizi tüm dünyaya reklam ettiniz. Dünyanın her yerinden müzikseverler akın etti ve salon ağzına kadar doldu ve konser başladı (Senfoni orkestrası örneğini özellikle seçtim çünkü bir senfoni orkestrasında yüzden fazla müzik aleti ses çıkarmaktadır). Çok önemli eserler çalınıyor ve şef dediğiniz o elinde bir çubukla kendini paralayan adam, kusursuz bir eser çıksın diye sürekli müzik aletlerine işaretler yağdırıyor. Konser harika seyrederken, tam o sırada bir klarnet virtüözü “caaart” diye bir ses çıkarıyor. İkinci eserde baş kemancının solo yaptığı bir sırada “binng” sesiyle kemanının bir teli kopuyor. Derken davul çalanın elindeki tokmak bir anda fırlıyor ve o sırada yan flüt çalanın yüzüne çarpıyor. Olmaz demeyin, olur mu olur. Müthiş özenli giyimiyle ciddi bilet parası ödeyerek gelen onca seyircinin karşısında oluşan bu durumdan sonra o konser ne olur ?
İşte turizm sektörü de böylesine hassas bir yapıya sahip. Sezonun tam ortasında memlekette sular kesildi, bir terör örgütü eylem yaptı, politik bir kargaşa yaşandı, sağlık sisteminde korkunç bir olay oldu, deprem/sel oldu ve elektrik ana hatlarına yıldırım düştüğü için ormanlar yandı, havaalanı çalışanları grev yaptı. En basitinden bozuk ekonomiden dolayı memleket ekonomisinde bir anda fiyatlar kontrolden çıktı diyelim. Sokağın ortasında ya da bir takside bıçaklanan turist haberlerini de es geçmemek lazım. “Yok daha neler” demeyin, hiç mi 1 kilometrelik mesafe için avuç dolusu para isteyen sözde turist taşımacılığı yapan firmanız yok ? Üstelik şehirdeki turizm danışma ofisinde İngilizce bilen personeliniz yok öyle mi ? Elbette bizim memleketimizde olmaz böyle şeyler ama eğer olursa turizm olmaz, olursa da yanlışlıkla olmuştur.
Bu kadar karamsarlık içinde geçtiğimiz Perşembe günü, Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluşturulan ve önceki Bodrum Kaymakamlarımızdan, şimdiki Bodrum ve Muğla Büyükşehir Belediye Meclis Üyelerimizden Cumhur Güven TAŞBAŞI’nın koordinatörlüğünde kurulan “Muğla Turizm Araştırma ve Strateji Geliştirme Platformu”nun tanıtım toplantısı yapıldı. Şimdiye kadar gerek katılarak, gerekse izleyerek şahit olduğum birçok turizm odaklı toplantıda olduğu gibi yine gözlerimde bir ışık yandı ve avuçlarımda umutlarla döndüm Bodrum’a.
Biz çok severiz her defasında Amerika’yı yeniden keşfetmeyi ve sanki yeni keşfetmişiz gibi göstermeyi ama bu kez daha umutluyum doğrusu. Çünkü en azından yılların bürokratik deneyimine sahip bir koordinatörün liderliğinde, en büyük yerel siyasi lider konumundaki Büyükşehir Belediye Başkanının kararlılığında yürütülmeye çalışılan bir çocuk gördüm karşımda.
Yıllardır söylenenlerin yapılamadığı gerçeğini önüme koyarak atılmak istenen adımların sesini duydum. Bu yöndeki kararlılığa, arzulanan kaynak ve veri aktarımının gerçekleşebileceğine olan inancım yükseldi. MUPA gibi bir yapılanmanın sağlayacağı veri bombardımanının kıymetinin yanı sıra, turizmde lider konumundaki alt sektör temsilcilerinin de yükselen motivasyonu vardı.
Umuyorum ki, konusunda profesyonellerin aktif katılımını sağlayabilecek bir karar mekanizması oluşturulabilir. Diliyorum ki, ülkemde siyasi kargaşa ortamı durulur. Ümit ediyorum ki, yerel yönetim kararlılığı sekteye uğramaz. Sanıyorum ki, turizmin tüm paydaşları (halk dahil) bu çabalara ortak olabilir. Çünkü biliyorum ki, turizme sadece “inşaat ve para” gözüyle bakan hırçın sermaye, en büyük sermayemiz olan doğal çevremizi yok etmek için yemin etmiş gibi saldırırsa, denizlerimize kanalizasyonlar akmaya devam ederse, kırsal alanlarımızdaki tarımsal üretim ve hayvancılık yapılamaz hale gelirse, yerel yönetimlerimiz yatırım yapamaz hale getirilirse, kentlerimizdeki yaşam kalitesi düşmeye devam ederse, insanlarımız da olan biteni normalleştirirse, TURİZM OLMAZ. Şimdiye kadar olan turizm de, tesadüfen olmuştur, artık sürdürülebilir olmaz.
Tüm bu gayretlerin uyandırdığı umutla hadi şimdi topluca bir hatıra fotoğrafı çektirelim sahnede. Lütfen bir de buradan çeker misiniz ? Arkadaşlar sıkışalım, kadraja girmiyormuşuz. Plaketlerimiz de çıkıyor değil mi ?
TEMİZ VE BAKIMLI KALIN.. GÜLÜMSEYİN.. TURİST ZATEN SİZİ BULACAKTIR…