arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
34,1893
EURO
37,5293
ALTIN
2.890,64
BIST
8.964,10
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Az Bulutlu
29°C
Bodrum
29°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
28°C
Cumartesi Çok Bulutlu
27°C
Pazar Az Bulutlu
27°C
Pazartesi Çok Bulutlu
27°C

Hodri Meydan…

“Hodri” kelimesi Balkanlardan (Arnavutça) Türkçeye giren bir sözcüktür ve “İşte” anlamına gelmektedir. Bu kelime yalnız kullanılmaz ama “Meydan” kelimesiyle birlikte kullanıldığında “kendine güvenen çıksın” anlamıyla anılır.

Önceki belediye başkanlarımızdan Mehmet Kocadon’un, Bodrum’da meydan düzenlemelerine ilişkin bir bildirisinde; “Meydanlar; kent sakinlerinin toplandığı, birbiriyle karşılaştığı, kendilerini ifade ettikleri, özgürlük ve toplumsal uzlaşma alanlarıdır. Meydanların en önemli fonksiyonu; dağılmış ve yayılmış kent parçacıkları arasında bütünlüğü ve erişebilirliği sağlayarak sosyal hayat dokusu yaratmaktır. Meydanları; yalnız toplanma ve dağılma işlevi için değil, çekim merkezi olan, gece ve gündüz yaşanabilen, sosyal yönden güçlü ve kimlikli alanlar olarak ele alıyoruz. Demokrasinin meydanlardan geçtiğini biliyoruz. Halkımız kendi özgür ve hür iradesini bu meydanlardan aktaracak ve demokrasi şöleni bu alanlarda yaşanacaktır.” ifadelerini kullanmıştır.

Ne zamandır aklımdaydı bu konuda yazmak ama bugünlerde Bodrum yerel basının temsilcilerinden Fatih Bozoğlu’nun konuyu gündeme taşımasıyla yazmak şart oldu. Beni birçok hassas kent gündemiyle esir almaya çalışan Zalimcan’ı aldım karşıma, başladım anlatmaya.

Kent (city, cite, stadt, şehir, medine) kavramı insanların çeşitli nedenlerle bir araya geldikleri kalabalık yerleşme bölgelerini tanımlar. Tarih boyunca, insanoğlu özellikle de yerleşik düzene geçtikten sonra, gereksinmelerini karşılamak üzere kentler oluşturmuştur. Önceleri bir merkez çevresinde yerleşen insanlar daha sonraları yerleştikleri alanı genişleterek, büyük yerleşim alanlarını, büyük kentleri oluşturmuşlardır. Bu alanlarda yerleşen insanlar, kırsal yaşamdan farklı olarak, aralarında zorunlu bir iş bölümü yapmışlardır. Kentleşmede en önemli nitelik, insanların birbiriyle bir ortaklık içinde yaşamalarıdır. Herkesin birbirine saygılı biçimde yaşamını sürdürebilmesi bir zorunluluk olmuştur. İnsanların birbirlerine gösterdikleri saygı düzeyi ne kadar yüksekse, yine kent sözcüğünden türemiş olan “kentlileşme” de o oranda yüksek olur. Dolayısıyla, “kentleşme ve kentlileşme” kavramları birbirlerini tamamlayan kavramlardır.

Bir yerleşik alanın oluşması, genişlemesi ya da kalabalıklaşması, o bölgenin gerçek “kent” olduğu anlamına gelmez. Kentte yaşayan insanların ortak yaşamın gereği olarak birbirlerine saygı göstermesi kaçınılmazdır. Başka bir deyişle, toplu yaşamın gereği ortaya çıkan yaşamla ilgili kuralların yaşayanlar tarafından benimsenmiş olması gerekir. Aynı Bodrum’daki gibi (Zalimcan’ın gülmesine aldırmıyorum).

Meydanları, kentin içinde oluşan önemli toplumsal olayların tanığı olmasının yanı sıra, zaman içinde kentin ticaret merkezi olarak da değerlendirebiliriz. Geçici pazarların kurulduğu bu meydanlar kentin ekonomisine önemli katkıda bulunur. Kuşkusuz bir kentin kimliğinde önemli yer oluşturan ve kamusal açık alan olarak nitelendirilen “büyük” meydanların oluşmasının başlıca nedeni, toplumun -kamuyu ilgilendiren kararların beraberce tartışılmasına olanak verecek- açık kamusal mekanlara duyduğu gereksinimdir. Bu nedenle, meydanlar demokrasinin vazgeçilmez öğeleridir. Antik Yunan’da da böyleydi, şimdi de böyle diyeceğim ama siz de gülmeyin şimdi diye demiyorum.

Kentlileşmenin de hızlandırıcı unsurlarından biri olan meydanlar, kent soylularının birbirlerine karşılıklı saygı göstererek ortak paylaştıkları açık kamusal alanlardır. Küçük ya da büyük bütün meydanlar kentlilerin boş zamanlarını değerlendirdikleri, ortak toplumsal sorunlarını tartıştıkları mekanlardır. Bu gerçeğin yerine getirilebilmesi için, kentlilerin rahatlıkla bu açık alanlara erişebilecekleri biçimde kent planlarını hazırlayıp uygulamak gerekir.

Esasen eski Türk kentlerinde meydan yok denecek kadar azdır. Çünkü erkek egemen toplumsal yapıda kadın evde (avluda) yaşarken erkek, işyeri-cami-kahvehane-ev arasında yaşamaktadır. Hatta padişah yönetimindeki devlet sınırları içinde olası toplumsal hareketler olmasın diye meydanlar bilerek oluşturulmamıştır. Ancak günümüz çağdaş demokratik Türkiye’sinde bu durum elbette artık böyle değildir. İnsanlar meydanlarda toplanabilmekte ve yönetime karşı özgürce fikirlerini dile getirebilmektedirler.

Siz Zalimcan’ın gülmekten yerde kıvranıyor olmasına bakmadan beni dinleyin.

Ortaçağ kıta Avrupası’ndaki birçok kentin estetik abidesi sayılacak nitelikteki meydanları, yöneticilerin güç ve gösterişlerini yansıtırken, Paris’teki önemli meydanlar ve o meydanlara çıkan önemli bulvarlar ise, olası halk hareketlerini kontrol edebilecek askeri amaca hizmet etmektedir.

Konunun akademik tarafı elbette daha çok uzun ama Bodrum’a gelelim. Kitabın ortasından konuşursak, zaten sayılı olan Bodrum meydanları işgal altındadır. Kimler tarafından ve ne için işgal edildiğini benim anlatmama gerek yok sanırım, canı sıkılan şöyle bir dolaşsın görecektir. Bu durum, zaten dağınık yerleşme kümelerinin birbirine eklenmesiyle oluşan Bodrum’da ne insanların buluşmasına olanak tanımakta, ne de kentlerin vitrini de denebilecek alanlardaki estetik unsurları ortaya çıkarabilmektedir.

Bodrum Belediyesi olarak hele şu acil borçlarımızı ödeyelim ve ele güne rezil olmayalım. Sonra hadi gelin Bodrum’luları ve Bodrum’a gelen misafirlerimizi karşılayacağımız meydanlarımıza bir el atalım. Önce işgalleri kaldıralım, sonra her gün içimizde var olan sanatçılara bırakalım, eserleriyle donatsınlar. Sonra da aslında var olan ama bugün algılayamadığımız Belediye Meydanının bir köşesine “Hodri Meydan” adıyla mini bir demokrasi meydanı yapalım. Böylece kafası atan gelip Belediyenin önündeki yolu kapatmak yerine, derdini bir düzen içinde Hodri Meydanda anlatsın, kent yöneticileri de bu söylemleri dikkate alarak getirebilecekleri çözümleri, yine bu meydandan muhataplarına anlatsın. Hem dertlilere deva oluruz, hem de Emniyet Müdürümüzü gereksiz yere yormayız değil mi ?

Bu tür bir sosyal etkileşimden kimse korkmasın. Zira Bodrum halkı esasen son derece medeni, demokrat ve naziktir. Her şeyi söyler ama kimseye zarar vermez. Yanlış değilse Hodri Meydan..

Sağlıkla kalın..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.