Kalyon İnşaat, MUSKİ, Belediye mülklerinin satışı ve Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı üzerine bir değerlendirme…
Bodrum, doğası, kültürü ve tarihiyle yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların da mirasıdır. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, toplumsal belediyecilik ilkelerinden uzaklaşıldığına işaret etmektedir. Kalyon İnşaat’ın zeytinlik arazisindeki imar süreci, MUSKİ’nin su tarifeleri, Bodrum Belediyesi’ne ait mülklerin satışı ve Turgutreis’te inşa edilen Sahil Güvenlik Limanı gibi konular, kamuoyunda haklı bir endişe yaratmıştır. Bu yazıda, tüm bu meseleleri toplumsal belediyecilik perspektifiyle değerlendiriyor ve kamu yararını gözeten bir yönetim anlayışının önemini vurguluyoruz.
Turgutreis Sahil Güvenlik Limanı: Bir Beton Hançer
Turgutreis kıyılarına yapılan Sahil Güvenlik Limanı, doğanın bağrına saplanmış bir beton hançerdir. Bu proje, kıyı ekosistemini yok ederek Turgutreis’in doğal güzelliğini ve sahil dokusunu geri dönülmez şekilde tahrip etmektedir. Turgutreis halkı bu projeye karşı büyük bir tepki gösterirken, Bodrum Belediyesi’nin sessiz kalması ve gerekli toplumsal mücadeleyi örgütlememesi büyük bir eksikliktir.
Toplumsal belediyeciliğin en önemli unsurlarından biri, halkın çıkarlarını korumak, çevre katliamlarına karşı öncülük etmek ve toplumu harekete geçirmektir. Ancak Bodrum Belediyesi, Turgutreis’in bağrına saplanan bu hançere karşı toplumun önünde bir kalkan olamamıştır. Oysa ki Bodrum gibi bir kentte, çevreye zarar veren projelere karşı toplumun ayağa kaldırılması, belediyenin temel sorumluluğudur.
Zeytinlik Arazisinin İmara Açılması: Hukukun Etrafından Dolanmak
Türkiye’de kamuoyunun yakından tanıdığı ve “5’li Çete” olarak anılan sermaye gruplarından biri olan Kalyon İnşaat, Bodrum Çiftlik Mahallesi’nde bulunan zeytinlik arazilerini imara açtı. Üstelik bu süreçte Bodrum Belediyesi’nden imar belgesi aldığı ortaya çıktı. Oysa zeytinliklerin korunması, 3573 sayılı Zeytin Koruma Kanunu ile açıkça güvence altına alınmıştır. Bu durumda, Bodrum Belediyesi’nin hangi yasal dayanakla bu belgeyi verdiği kamuoyuna açıklanmalıdır.
MUSKİ Su Tarifeleri: Kamu Yararı mı, Ticari Kazanç mı?
Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) tarafından belirlenen yüksek su tarifeleri, Bodrum halkının yaşam kalitesini düşürmektedir. Su, temel bir insan hakkıdır; ancak Bodrum’da su faturaları, büyük bir ekonomik yük haline gelmiştir. Toplumsal belediyecilik, su gibi temel hizmetlerin halkın erişimine açık, adil ve sürdürülebilir olmasını gerektirir. Ancak mevcut su tarifeleri, vatandaşın sırtına yük olmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Belediye Mülklerinin Satış Kararı: Mirasın Elden Çıkışı
Bodrum Belediye Meclisi, belediyeye ait mülklerin satışına ilişkin bir karar aldı. Bu karar, Bodrum’un ortak mirasının gelecek kuşaklar yerine sermaye gruplarına devredilmesi anlamına gelmektedir. Üstelik bu mülklerin AKP’ye yakın şirketler tarafından alınacağına dair güçlü iddialar bulunmaktadır.
Özellikle Bodrum Belediyesi’ne ait Manastır Otel, kamuoyunun dikkatini çeken önemli bir örnektir. Turizm Bakanlığı ile bağlantılı bir paravan şirketin oteli satın alacağı söylentileri, kamu kaynaklarının siyasi ilişkiler yoluyla özelleştirileceği endişesini artırmaktadır. Belediye mülklerinin satışı, yalnızca taşınmaz devri değil; aynı zamanda halkın ortak yaşam alanlarının ve geleceğe bırakılacak mirasın yok edilmesidir.
Toplumsal Belediyecilikten Uzaklaşma: Ne Kaybediyoruz?
Toplumsal belediyecilik; kamu yararını, katılımcılığı, şeffaflığı ve sürdürülebilirliği esas alan bir yönetim anlayışıdır. Ancak son dönemde Bodrum’da yaşanan gelişmeler, bu ilkelerin göz ardı edildiğini göstermektedir:
Kamu Yararı İhlali: Mülk satışları, su tarifeleri ve imar kararları, halkın değil, sermaye gruplarının çıkarlarına hizmet etmektedir.
Şeffaflık Eksikliği: Belediye mülklerinin satışı gibi kritik kararlar, halkın bilgisi dışında alınmaktadır.
Katılımcılığın Yokluğu: Ne zeytinliklerin imara açılması ne de mülk satışları sürecinde halkın görüşleri alınmıştır.
Sürdürülebilirlikten Uzaklaşma: Turgutreis gibi doğal alanlar yok edilmekte, kamusal değerler özelleştirilmektedir.
Şeffaflık ve Katılımcılık Sağlanmalı: Tüm kritik kararlar, halkın katılımıyla ve kamuoyuna açık bir şekilde alınmalıdır.
Bodrum Hepimizin, Gelecek Kuşakların Emaneti
Turgutreis’ten Çiftlik’e, Manastır’dan zeytinliklere kadar Bodrum’un her bir köşesi, kamunun ortak malıdır. Bu değerleri korumak, geleceğe taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur. Toplumsal belediyecilik, yalnızca hizmet değil; aynı zamanda mücadele, koruma ve halkın yanında durma anlayışıdır.