17 Aralık 2024 tarihinde bu köşede yazdığım “Turgutreis’ten Geriye Ne Kalacak ?” konulu yazım, 2019’dan beri uykuda olan ancak Aralık ayı ortasında birden ihalesinin yapılıp inşaata başlandığı görülen Turgutreis Sahil Güvenlik konulu askeri limana ilişkin kamuoyundaki ilk uyarıcı yazıydı.
Geçen süreçte yaşananları bire bir takip eden Zalimcan aynen devreye girdi ve tüm gelişmeleri bir solukta anlattı tahmin edeceğiniz gibi. Meğer yazımı ve sonrasında Sokak Habere verdiğim röportajı eksik anlayanlar olmuş ve sanki askeri limanın yapılmasına itiraz etmiyormuşum gibi bir algı yayılmış etrafa. Tövbe tövbe.
Onca uyarı, onca eleştiriye rağmen “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözündeki ironiyi anlamayan varsa diyeceğimiz bir şey yok elbette. Çünkü söz konusu olan, gerçekten de Vatan. O vatan da başta Türkiye Cumhuriyeti, Bodrum geneli ve Turgutreis özeli. Tüm bunlara rağmen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4. Maddesine 2016 ve 2018 de eklenen Değişik 2. Fıkrayı aynen aktaralım da, söylediklerimiz bir daha düşünülsün.
“(Değişik ikinci fıkra: 31/10/2016-KHK-678/6 md., Aynen kabul: 1/2/2018-7071/6 md.) Türk Silahlı Kuvvetlerine, Sahil Güvenlik Komutanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına ve Emniyet Genel Müdürlüğüne ait harekat, eğitim ve savunma amaçlı yapılar için bu Kanun hükümlerinden hangisinin ne şekilde uygulanacağı Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.”
Bilinen tüm şehircilik ilkeleri, planlama esasları, ekoloji bilimi ve kentsel gerçeklere rağmen oldu bittiyle gerçekleştirilmeye çalışılan böyle bir yanlış projeyi savunmak mümkün mü ve daha da önemlisi bana mı düşecek ? Neyse biz bildiğimiz doğruları söylemeye devam edeceğiz sonuçta. Umuyor ve diliyorum ki, Belediye Başkanımızın, yöre siyasetçilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımız ile halkımızın bu haklı çığlığı duyulur ve projenin yeri değiştirilir.
Zalimcan’ın haber bombardımanı bununla sınırlı değil elbette. Büyükşehir Belediye Başkanımızın yurtdışından getirdiği hibe krediler, Muğla siyasetinde çekilen karşılıklı kılıçlar, yılbaşı hediyesi olarak Muğla’da vatandaşlara açılacak buz pisti, Bodrum’da 2 gün sürecek “Yılbaşı Konserleri”, emeklilerin artık sokaklara taşan isyanları, Bitez’deki yasal olmayan tekne bağlama alanındaki (dikkat marina değil) bağlama ücretlerine yönelik artışlar, Bodrum coğrafyasında hala hızını alamayan rant saldırıları, Bodrum Belediyesi personelinin yağmurlar nedeniyle oluşan olumsuzluklara karşı verdiği kahramanca mücadele, Turgutreis yolunda çöken istinat duvarı vesaire.
Geçtiğimiz günlerde bizi çok üzen Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanımız Tuna IŞIN’ın kardeşi, sevgili Tolga IŞIN’ın kahreden kaybı çok düşünülmeli. Gazeteci Alp ARBAK ile Fatih BOZOĞLU’nun uzun bir süredir ısrarla dikkat çektikleri “motosiklet kazaları”, artık Bodrum’da yaşayan herkes tarafından ciddiyetle takip edilmeli. Motosiklet kullanımı için başta “Trafik Kültürü” olmak üzere yol altyapısı, güvenlik ekipmanları, uyarıcı işaret ve işaretçiler gibi unsurların çözümü için girişimlerde bulunmakta gecikiyoruz. “Motokurye” sistemine yönelik çözüm önerileri, kent yöneticilerimiz, Emniyet birimlerimiz ve yerel basın tarafından mutlaka daha fazla tartışılmalı ve girişimlere vakit kaybetmeden başlanmalı. Zira Bodrum trafiğini bilmeyen araç yoğunluğunun başlamasına az kaldı ve giden bizim canlarımız.
Zalimcan üşenmemiş, 2024 yılının Bodrum açısından gelişmelerini içeren bir almanak hazırlamış. Doğrusu yüzümü güldüren bir başlık neredeyse yok. Umuyor ve diliyorum ki, 2025 yılı böyle geçmesin. Yeni yılda, Türkiye ölçeğinde refah ve huzur katsayımız tavan yapsın, Muğla ve Bodrum’a yönelik olumsuz gelişmeler yerine projelerin hayata geçtiğini ve sorunların bir bir ortadan kalktığını görebilelim, birbirimize gülümseyen yüzlerle bakalım ve eleştirinin hak olmasına rağmen kimsenin onuruna ve kişiliğine saldırmayalım, hiç motosiklet kazası yaşamayalım, denizlerimiz kirlenmesin, sularımız aksın, ormanlarımız yanmasın ya da imar gerekçesiyle yok olmasın, kıyılarımızı özgürce kullanabilelim. Velhasıl şu bizim Zalimcan’a malzeme çıkmasın da, ben de biraz nefes alabileyim.
2024 yılının bu son yazısında, başta tam 61 haftadır bana köşesini açan ve düşüncelerime duyduğu saygıyla hiçbir yazıma en ufak bir müdahalede bulunmayan Arena Haber’e selam olsun. Bodrum yerel basınında kalem oynatan, mikrofon tutan ve benim görüşlerime de yer veren diğer basın emekçisi dostlarıma da kocaman bir selam. Gazeteci olmadığım halde gazete yazılarımla bilgilendirmek adına yaptığım ufak sayılması gereken çabalarımda, farkında olmadan da olsa eksik ya da hatalı bir harf kullandıysam da affola. Bütün çabam, Bodrum, Muğla ve ülkeme olan borcumu, bilgim, gözlemlerim, deneyimlerim ve yazı dilim aracılığıyla ödemeye çalışmaktır.
Zaman; Bodrum’a, Muğla’ya ve Türkiye’ye aydınlık bakma zamanıdır. Enseyi karartmak, umudu yitirmek, kimseye yararı olmayacak kavgalarla kendimizi tüketmek, aynada kendimizi görmeden başkalarına çemkirmek zamanı değildir. 2024 yılından kalan ufacık keyifler artarsa da, 2025 yılında güzelliklerden oluşan kartopunun başlangıcı olsun. Yeni yılınız kutlu, mutlu, sağlıklı, huzurlu, başarılı ve bereketli olsun..