arena haber arena bodrum haber arena bodrum gazetesi bodrum haber bodrum haberleri bodrum gazeteleri bodrum yerel haber bodrum güncel haber bodrum gündemi bodrum haber siteleri bodrum kent haberleri bodrum sağlık bodrum eğitim bodrum asayiş bodrumspor bodrum güncel bodrum yerel gazeteleri bodrum belediyesi bodrum kaymakamlık bodrum devlet hastanesi bodrum kültür sanat haberleri bodrum ekonomi bodrum turizm bodrum gazeteleri
DOLAR
32,3787
EURO
35,0516
ALTIN
2.326,54
BIST
9.076,20
Bodrum Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bodrum
Parçalı Bulutlu
26°C
Bodrum
26°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
26°C
Pazar Parçalı Bulutlu
27°C
Pazartesi Az Bulutlu
27°C
Salı Az Bulutlu
24°C

Basın nasıl özgür olur?

25 Nisan 2023 20:02
A+
A-

Babasının gözlerine mil çektirip kör eden acımasız ‘Bolu Beyi‘nden intikamını alabilmek için hayatını harcayan 16.Yüzyıl ‘halk ozanı ve kahramanı Köroğlu” bugünlerde yaşasaydı dile getirdiği;

Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne

Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır

At kişnemesinden, kargı sesinden

Dağlar sedâ verip, seslenmelidir!..

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfenk icat oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç, kında paslanmalıdır!..

Türküsündeki “tüfenk” kelimesinin yerine “sosyal medya ve google” uygulamalarını koyardı.

Yanlış anlaşılmasın ne tüfeğe ne de sosyal medyaya takıntım yok. Amacına uygun kullanıldığı sürece de çok önemli icatlar..

Lakin hikayede düşmanı belli olan Köroğlu kadar şanslı değiliz; biz basın mensupları ve kurumları. Bizim düşmanımız ortada yok.

Adresi ve muhatabı belli olmayan akıllara mücadele veriyoruz. Sonunda bu mücadelede sorun ortadan kalkmadığı gibi düşmanımıza benziyoruz.

İşte tam burada ihtiyaç olan dillere pelesenk olmuş ‘basın özgürlüğü’ beklentisi ortaya çıkıyor.

Onu da ara ki bulasın..

Her zaman her ortamda savunduğum düşüncem o ki, “toplumun tabanı neyse tavanı da odur”

5-6 yıl olmuştur sanırım, dönemin Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu’nun ayda bir yaptığı etkinliklerden birinin gündem konusu ‘yerel basın ve basın özgürlüğü’ idi..

Konuşmacılar arasında Gazeteci Fatih Bozoğlu, Televizyoncu Oğuz Poyraz ve Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut vardı.

Katılımcıların soruları ve değerlendirmelerinden oluşan başlıklardan biride, yerel ve ulusal basının yandaş tavır sergilediği, direk ya da dolaylı kişiler ve kurumlarla organik bağlarının olduğu, kısacası basının tam anlamıyla özgür olmadığı yönündeydi.

Diğer taraftan katılımcıların talepleri, eleştirileri, yorumları ile basından beklentileri, tam da rahatsız oldukları sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak yöndeydi.

Yani, siyaset başta olmak üzere hemen her konuda rekabet ettikleri konu, kişi ve kurumların aleyhinde kendi düşüncelerin lehinde yapılan yayınların ‘basın özgürlüğü’ olduğunu sanıyorlardı genel olarak..

Salonun hakim bir noktasından Can Pulak ağabeyimle büyük şaşkınlıkla izlemiştik, etkinliği..

Katılımcı kitlenin basın özgürlüğü konusunda kafaları kavram kargaşası içerisinde olsa da, sonuçta özgür bir basın beklentisi vardı ortada. İstek makul ve önemliydi.

Buraya kadar normal.. Peki bu isteğin nasıl gerçekleşeceği konusunda fikri olan, fikrini paylaşan olmadığı gibi konunun etrafından dolaşan bile yoktu..

Katılımcılar arasında; yerel basın organlarının herhangi birinde, basının işlerini özgürce yapabilmesi için; abone olan, bireysel-kurumsal süreli-süresiz bir reklam bağlantısı olan beklentisizce destek olma niyetinde olan kişi ya da kurumlar var mıydı?

Sanmıyorum, çünkü katılımcılar geriden veya güncelde bu tip bir icraatlarının olduğu yönünde bir fikir beyan etmedi..

Talepler yıllardır aynı, bugünde değişen bir şey yok. Özgür basın istiyoruz, basın özgürlüğü istiyoruz!

Etkinliğin başından sonuna basın özgürlüğünün; şahıs ve kurumların hiçbir beklenti içerisinde olmadan, basın kurum ve kuruluşlarına abonelik ve reklam desteği vererek, mümkün olabileceği düşüncesinin kırıntısını dahi hissedememiştim.

Bu kadar sözü niye mi ettim!

14 Mayıs’ta yapılacak seçim öncesinde siyasi kurumların ve milletvekili adaylarının tanıtım ve medyayı kullanım yöntemlerine bakıyorum da yine aynı sorunlu ve sorumsuz bakış açısı devam ediyor.

Siyasi kurumlar ve milletvekili adayları bütçelerinin tamamına yakınını sosyal medya ve Google reklamları üzerinden harcıyorlar. Basının özgür olarak var olması ve ayakta kalması konusunda sorumluluklarını yine yerine getiremiyor, getirmiyorlar..

Bir yandan da seçim çalışmalarının haber metinleri ve fotoğrafları, haber sitelerine basılı-görsel yayın organlarının e-postalarına yağıyor adeta..

Sonuç; 

Özgür basın muhaliftir, yanlışı-sorunları tespit edendir, takip edendir, eleştirendir.

Dolayısıyla bu kavramları özgürce yerine getirebilmesi için etik değerler ve yöntemlerle beklentisizce desteklenmelidir.

Köroğlu’nun düşmanı tüfenk’ti.. Basınında; sosyal medya ve Google uygulamalarının yanında uzunca yıllardır basın özgürlüğü sorunu idrak edememiş talep sahipleri maalesef..

İstisnalar kapsam dışı dememe gerek yok sanırım.

İşlevini yitirme noktasına gelen mesleki dayanışma kurumlarımız Gazeteci Cemiyetlerini ayrıca değerlendiririz. Çuvaldızı kendimize sakladım..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.