Bakın, Sorgulayın, Konuşun…

Ah Zalimcan, ne güzel birkaç haftadır rahat rahat yazıyor, söyleşiyordum. Ne olurdu ki her şeyi ortaya çıkaracak kabahatler işlemeseydin? Biraz kendine geldi ya, illa dürtecek bir yerlerden. Yapacak bir şey yok, Zalimcan da böyle yaratılmış. Söylediklerine çok kafayı takmayalım, yoksa ünlü bir Türk düşünürünün dediği gibi “kafayı sıyırırız”.

Yazılarımızı takip edenler biliyordur. Siyasi yorumlar ve dedikodu yapmak, ilgi alanımızın dışında. Bilgiyi çoğaltmak ve doğruyu aramak adına paylaşıyoruz bu satırları. Bilimin, aydınlığın, vicdanın süzgecinden geçmiş doğruların yanında tarafız. Adamına göre söylem, gizlilik ve ikilem yok aktardıklarımızda. Ama kent yönetimine ilişkin gündemi izledikçe de üzülüyorum doğrusu. Çünkü rastgele denebilecek kadar basit ve dağınık ifadelerin yanı sıra enteresan bir “suskunluk” da dikkat çekiyor.

Bir de henüz kenti yönetmeye ilişkin vizyonu ve projeleri olmayanların “Allaha emanet ettikleri” bir kente ilişkin “sosyal medya belediyeciliği” reklamları var ya, asıl bunlar kaygılandırıyor aklı olanı. Lütfen yaşadığım ve bunları söyleme hakkımın olduğu bu kadim kenti “mazeretlerle ve kimsenin bilmediği kararlarla” oyalamayıp önüme doğru dürüst projeler koyun. Koyun ki, herkes 4 bin yıllık asil bir kenti yönetmeye layık görebilsin sizleri.

Hiçbir şey yapamıyorsanız kentli hakları alanındaki en önemli bölgesel belge olan ve Avrupa Konseyi tarafından 1992 yılında ilan edilen Avrupa Kentsel Şartını önünüze koyun. Avrupa Kentsel Şartı metni, 20 maddelik bir deklarasyon ve 13 maddelik şart ilkelerinden oluşmakta.

Deklarasyonun 20 maddelik başlıkları şunlar;

1. Güvenlik, 2. Kirletilmemiş, sağlıklı bir çevre, 3. İstihdam, 4. Konut, 5. Dolaşım (ulaşım), 6. Sağlık, 7. Spor ve dinlence, 8. Kültür, 9. Kültürler arası kaynaşma, 10. Kaliteli bir mimari ve fiziksel çevre, 11. Kentsel alanlarının uyumu, 12. Katılım, 13. Ekonomik kalkınma, 14. Sürdürülebilir kalkınma, 15. Mal ve hizmetlerde kalite, 16. Doğal zenginlikler ve kaynaklar, 17. Kişisel bütünlük, 18. Belediyeler arası işbirliği, 19. Finansal yapı ve mekanizmalar, 20. Eşitlik

Avrupa Kentsel Şartı ilkelerinin ana başlıkları ise;

1. Ulaşım ve dolaşım, 2. Kentlerde çevre ve doğa, 3. Kentlerin fiziki yapıları, 4. Tarihi kentsel mirası, 5. Konut, 6. Kent güvenliğinin sağlanması ve suçların önlenmesi, 7. Kentlerdeki engelli ve sosyo ekonomik açıdan engelliler, 8. Kentte spor ve boş zamanları değerlendirme, 9. Kentlerde kültür, 10. Kentlerde kültürler arası kaynaşma, 11. Kentlerde sağlık, 12. Halk katılımı, kent yönetimi ve kent planlaması, 13. Kentlerde ekonomik kalkınma.

Bodrum’un sorunlarını bu başlıklar altında derleyip toplayın. Şimdiye kadar hangilerine, hangi ölçüde çözüm arandığını ve bulunduğunu araştırın. Çözüm bulunmamış olanların ise niye çözülemediğini sorgulayın. Hangi alanlarda, nasıl bir personel kadrosuyla, hangi makine ve araç parkıyla, nasıl bir mevzuat yapısıyla yol alacağınızı belirleyin. Sonra da bunu kent halkına anlatın.

Unutmayın; kimse uyumuyor, herkes izliyor, bekliyor ve değerlendiriyor. Yolunuz aydınlık, erdeminiz tam, yüreğiniz geniş ve beyniniz açık olsun.

Ve kent halkına yalvarıyorum.. Kendinize, kentinize, yani bugününüze ve geleceğinize sahip çıkın. Milattan önce 430 yılında Perikles’in söylediği gibi.. “İçimizde evimiz ve kentimize duyduğumuz özeni birbirinden ayrılmaz duygular olarak taşırız. Kişiler ayrı çabalar içinde de olsalar, kent sorunları karşısında kimse umursamazlık edemez. Bizde kent sorunlarına aldırmayan kişiye sessiz bir yurttaş değil, kötü bir yurttaş denir. Kentimizi ilgilendiren konulara bizler karar verir ya da bu konuda en doğruyu bizler düşünürüz. Çünkü eylemden önce girişilecek sözlü tartışmalar zararlı bir sonuç vermez, ama bu tür görüşmeler yapılmadan girişilen işler, olumsuz sonuçlar doğurabilir”.

Bodrum güneşinin ışıkları sizi rehavete sürüklemesin. Sorgulayın, katılın, zorlayın ve söyleyin. Bilin ki bunları yapmak için önünüzde hiçbir engel yok. Önce yaşadığınız evinize, sonra sokağınıza, sonra mahallenize ve sonra da kentinize bakın. Unutmayın ki, umursamazlık, kavga, mazeret, pişmanlık ve çaresizlik bir toplumun gelişmesi önündeki en önemli engellerdir.

Yahu dur Zalimcan. Durduk yere karşı karşıya getirme beni insanlarla. Biraz zaman tanı, olgunlaşmayı bekle, gözlerini kapa. Daha oldukça uzun bir zaman var önümüzde.

Pardon sevgili okurlar, Zalimcan’a mesaj yollayacağım derken yanlışlıkla buraya yazmışım.