Türk siyasetinde yer alan partiler organizasyonlarını ifade ederken “Teşkilat” ve “Örgüt” kelimelerini kullanır.
Sağ görüşlü olanlar teşkilat kelimesini, sol görüşlü olanlarda örgüt kelimesini tercih eder.
Anlam itibarıyla birbirlerinden farkları olmasa da bu ifadeler gelenekselleşmiştir.
İki kelimede anlam itibarıyla; ortak bir amacı ya da eylemi gerçekleştirmek ereğiyle bir araya gelmiş kurumların ya da kişilerin oluşturduğu birlikleri ifade eder.
Ederdi..
Evet ederdi diyorum ama artık etmiyor.
Yeni nesil siyasetin içerisinde artık çok da anlamları yok. Neyse ki siyasi partiler kanunu nedeniyle şimdilik varlıklarını şeklen koruyorlar.
Başka bir değişle şeklen varlıklarını sürdürseler de fiilen her geçen gün niteliklerini kaybediyor.
Sonuçta; kabuk değiştirme, şekil değiştirme durumundan siyasette nasibini alıyor.
***
Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum sonrasında 2018 Yılında Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçen Türkiye Cumhuriyeti, siyasi parti teşkilatlarını ve örgütlerini niteliksiz hale gelmesinin başlangıç tarihi oldu.
Değişimi başlatanda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.
29 Ekim 2014 Yılında kullanılmaya başlayan Beştepe Külliyesi’nde göreve gelen yüzlerce danışman, AK Parti Teşkilatlarının pabucunu dama attı.
Sadece teşkilatlar olsa iyi.. Duruma kısa bir süre sonra milletvekilleri de dahil oldu bence.
2018 Yılı Cumhurbaşkanlığı Seçiminden sonra yakın çevremde yaptığım değerlendirmede Beştepe için Türkiye’nin Pentagon’u benzetmesini kullanmıştım.
Bilindiği üzere Amerika’da “Senato” veya “Temsilciler Meclisi” ne derse desin “Pentagon” bildiğini okur.
Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan, daha önceden MYK ve milletvekilleri ve teşkilatlarıyla yaptığı tüm işlerin çok büyük bir bölümünü Beştepe’deki danışmanlarıyla yapmaya başladı.
Kartal gagasını değiştirmeye karar vermişti bir kere.. Yeni dönemde, düzende; AK Parti teşkilatları “out” danışmanlar “in” olmuştu.
Bu duruma sebep olan kriterlerin başında da 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanılan kalkışmayı unutmamak lazım.
İzler birbirine karışmıştı bir kere.. Sonuçta genel başkan bana göre yaşamsal bir reaksiyon göstererek çemberi daralttı teşkilatla vedalaştı.
Seçmen kitlesiyle ilişkisini kitle iletişim araçları üzerinden kurduğu yeni yöntemlerle devam ettiriyor.
***
AK Parti’de yaşanan bu değişime CHP’de kısa sürede ayak uydurdu.
Düne kadar delege seçimlerinde, aday belirlemede yaptıkları ön seçimlerle tabanına verdikleri önemi ve kıymeti bir kenara bırakan CHP’de de hemen hemen tüm yetkiler genel başkanda ve PM’nde topladı.
Birçok konuda AK Parti’ye benzemeye başlayan, özellikle seçim süreçlerinde ortaya koyduğu performansla kötü bir kopya haline gelen CHP’de örgütleriyle vedalaştı sayılır.
Sonuçta birbirlerinin alternatifi olmaktan hızla uzaklaşan, gitgide birbirine benzeyen iki parti çıktı ortaya.
***
Halkı siyasal katılımlardan olabildiğince uzaklaştıran, siyasetten uzak tutmaya çalışan, bindirilmiş kıtalar haline getiren sürece direnmek lazım.
Karşıt görüşler birbirini ötekileştirmeden etkileşmeye devam etmeli.
Vatandaş depolitize olursa seçmen mutantlaşır.
Bu nedenledir ki CHP’nin son günlerde delege belirlemek için Bodrum’da koyduğu sandık önemlidir, kıymetlidir..