Mimarlar Odası Bodrum Temsilciliği’nin Cam Mozole tepkisi. Cam Mozole Rekonstrüksiyonu Bodrum’da mimarlar tarafından kabul görmüyor. Konu ile ilgili olarak Mimarlık Tarihi Prof. Dr. Günkut Akın’ı “Cam Mozole; Yasalar, Arkeoloji ve Statik” konulu söyleşisi dün akşam Bodrum Ticaret Odası’nda gerçekleşti.
Toplantıya Bodrum Mimarlar Odası Başkanı Gamze Türk Muğla Mimarlar Odası Başkanı Osman Köseoğlu ve çok sayıda mimar katıldı. Toplantıya Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı (AKADEMİA) yöneticilerinden sadece Semih Adıyaman’nın katılması ise dikkat çekti. Toplantı Başkan Gamze Türk’ün açılış konuşması ile başladı.
Türk “Bodrum’da Arkeoloji kazı alanları plan paftalarına işlenmiştir. 15 yıl geçti belediye koruma uygulama birimini halen kurmadı. Bunların içinde öncelik arz edenlerin en başında mozole geliyor. Akıl tutulması yaşıyoruz. 25 metre 250 metre bir alandan bahsediyoruz. Gerek hipodrom, gerek mozole alanı. Bodrum’da Mozole için bir çalıştay düzenlendi, biz orada bir proje gördük, o çalıştay uzun soluklu olamadı, iki gün sürecekti bir gün içinde çalıştay bitti. Çok fazla meslek gruplarına ulaşamadı. Bu konu burada kalmamalı, bu konuyu yine tartışacağız” dedi.
Daha sonra sunumunu yapmak üzere sözü alan Prof.Dr. Günkut Akın Cam Mozole’nin şu anki mevcut arkelojik alana büyük tahribatlar yaratacağını ve hem yasal, hem arkelojik, hemde statik bakımından uygun olmadığının altını çizdi.
Akın sözlerine şöyle devam etti “Kültür ve Turizm Bakanlığı bize geldi ve Cam Mozole Projesi ile ilgili bizden görüş istediler. Ben ve iki hocamız görüşlerimizi bildirdik. Görüşümüz şu ki açıkça yapılmaması gerekiyor. Çünkü bilimsel sonuçlar var, gerçekler var. Teknik bir konuşma yapacağım neden olamayacağını anlatayım size. 3 alt başlık var, 1 Yasalar, 2 Arkeoloji, 3 Statik olmak üzere.
Kabul etmiş olduğumuz Venedik Tüzüğü şu yer alır. “Arkeojik alanlarda bütüncül yapısal inşa işlemlerinden vazgeçilmelidir. Yalnız Anastilosis’e izin verilir. Anastilosis ise sadece mevcut fakat birbirinden ayrılmış özgün parçaların bir araya gelmesine izin verilebilinir” der. Kültür ve Turizm Bakanlığının 2005 tarihli yönergesine göre böyle. Taşınmaz Kültür varlıklarının korunması ve restorasyonunda Türkiye’nin de taraf olduğu Venedük Tüzüğü İlkeleri, UNESCO’ya üye ülkelerin 1983 yılında kabul ettiği, Dünya kültürel ve doğal mirasın korunmasına ilişkin sözleşme hükümlerini de esas alınır. Buna göre Mozole’nin eldeki parçaları bir Anastilosis’e imkan verecek miktarda değildir. Efes’teki Celsus kitaplığı Anastilosis yapısına en iyi örnektir.
Bodrum’da Cam Mozole yapılmak isteniyor. Bunun Ulusal ve Uluslararası mevzuatta yeri yoktur.
Arkeolojik olarak şu anda yapılmak istenen Rekonstrüksiyonu bu kadar büyük ve geniş yapının Bodrum’da ki mozole alanına ayrıca çevresindeki yerleşim alanlarına tahribatlarını bir düşünün. Bu kadar devasal yükseklikteki cam yapıdan, 50 metre yükseklikten bahsediyoruz. O camlardan güneşin geçeceği ışık ve ısıyı çevresine dağıtacağı statik konumu düşünün. Cam Mozole yapıldığında diğer kalıntılar ne olacak. Alandaki yerel kaya dökülüyor, çoğu çok yumuşak Cam Mozole Bodrum’un dokusunu yok ederek, ihtişamlı bir şekilde yükseltilmek isteniyor. Kaldı ki Mozole’nin orijinal ölçüleri varsayıma dayalıdır, kesin rekonstrüksiyon ölçüleri bulunmamaktadır.
CAM MOZOLE TEPKİSİ “ÇAKMA ÇANTACILAR GİBİ ÇAKMA ANITIMIZ OLMASIN…
AKADEMİA 31 temmuz 2017 tarihinde Muğla Kültür Varlıkları Koruma Kuruluna başvuru yapmış. Başvuru çok sayıda imza ile kurula sunulmuş, yükseklik 50 metre taban alanı 38.10 x 32.40 metre bu K.Jeppesen’e ait proje olarak söyleniyor. Ben Jeppesen’nin kitabını satır satır okudum. Çok dikkatli bir arkeologtur. Büyük bir kişidir 2014 yılında ölmüş, kendisinin Mozole ile ilgili 2003 de temkinli bir kitabı var. Sanki o gitmiş başka bir Jeppesen gelmiş. Arkeoloji olarak cam mozole kesinlik taşımayan bir rekonstrüksiyona dayanmaktadır. Açıkca söylüyorum, ben mozole den kalmış olanları çok değerli buluyorum. Düşünün dünyanın yedi harikasıdan birini tahrip etmiş olacağız. Ülke olarak bu tahribatlar bizi küçük düşürecek, bana bakanlık görüş almaya gelmese, mozoleyi öldürecekler diye zaten bir kitap yazacaktım. Çarşıda ki çakma çantacılar gibi çakma bir anıtımız olmasın. Bakanlık henüz karar vermedi, şu anda altındaki arkeoloji alanını tahrip etmeden ne şekilde olursa olsun bir iskelet yapı inşa edilemez mutlaka tahribat olacaktır. Bu sahte yapı için umarım karar olumsuz çıkar” dedi.
Daha sonra vakıf yöneticilerinden tek olarak toplantıya katılan emekli turizmci Semih Adıyaman yaptığı konuşmada “Hepimiz Heredot’un hemşehrileriyiz Mozole ve Heredot’a sahip çıkılması gerektiğini düşünüyor. Karyalı kimliğimize uygun olarak bu Mozole’yi ayağa kaldırarak bir sembol olarak değer yaratmak istiyoruz. Ama siz istemiyorsunuz, olabilir fikirleri birleştirebiliriz. Ortada buluşalım bilim, uzmanlar, mimarlar, arkeologlar bize destek olsun tekrar gözden geçirelim. Türkiye’ye bunu kazandırmak istiyoruz. Çok heyecanlıyız 2400 yıllık bu değere lütfen sahip çıkalım” diye konuştu.
Bazı mimarlar ise Akademia Vakıf’ın içe dönük tavırlar takındığını, dışa dönük olmadığını özellikle mimarların ve arkeologların fikirlerine kapalı olduğunu söyleyerek tepki gösterdi.
Toplantıda söz alan konuşmacılardan Ender Güzey ise anıtın başka meteryallerle başka bir alanda görsel sunumu yapılabilineceğini ifade etti.
Bodrum Mimarlar Odası yönetim kurulu üyesi Mimar Suphi Alp Tahribatlara yol açacak malzeme yığını Rekonstrüksiyon uygulaması yerine, günümüz teknolojileri kullanılarak, örneğin lazer ve hologram tekniğiyle de Mozole’nin canlandırılabileceğini belirtti.
Günkul Akın şu anda Mozole’nin alanında bakanlıkça koruma projesi yaptırılmakta olduğunu ifade etti. Bakanlığın bunu da en kısa zamanda Bodrumlulara sunacağını umduğunu söyledi.