Bir yılı daha geride bırakırken, takvimler yalnızca zamanın geçişini değil, aynı zamanda umutlarımızı, hedeflerimizi ve mücadelemizi simgeliyor.
Ancak Türkiye gibi çağdaşlaşma mücadelesi veren bir ülkede, bu umut dolu başlangıçlar her zaman gerici zihniyetlerin gölgesi altında gerçekleşiyor. 2025’e girerken, yılbaşı kutlamaları üzerinden yapılan karalama kampanyaları, toplumsal ilerleme çabalarımıza bir kez daha engel olmaya çalışıyor.
Yeni Yılın Anlamı ve Evrensel Mesajı
Yılbaşı kutlamaları, tüm dünyada farklı kültürlerin ve inançların bir araya gelerek yeni bir başlangıcı kutladığı özel bir dönemdir. Yılın sona ermesi, geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğe umutla bakılması için bir fırsattır. Ancak bu anlamlı kutlama, yobaz zihniyetler tarafından “yabancı kültür etkisi” ya da “din dışı bir etkinlik” olarak nitelendiriliyor. Oysa bu anlayış, yılbaşı kutlamalarının evrensel mesajını ve barış, umut ve yenilenme çağrısını görmezden geliyor.
Laiklik İlkesine Karşı Bir Tehdit
2025’e girerken, Türkiye’nin laiklik ilkesini tehdit eden bazı fetvalar ve propagandalar, yılbaşı kutlamalarını hedef alıyor. “Kutlamayın, hediyeler almayın, içki içmeyin” gibi çağ dışı uyarılar, bireylerin yaşam biçimlerine müdahale anlamına geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın laik bir cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı olarak bu tür mesajlar vermesi, yalnızca bireysel özgürlüklerimizi değil, aynı zamanda toplumsal birlikteliğimizi de tehdit ediyor.
Geçmişteki Acı Tecrübeler
Yılbaşı kutlamalarına yönelik bu zihniyet, maalesef sadece sözlü propaganda ile sınırlı kalmıyor. Geçmişte Reina gece kulübünde gerçekleştirilen terör saldırısı, bu zihniyetin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini gösterdi. İnsanların hayatlarını kaybettiği bu elim olay, yılbaşı kutlamalarını hedef alan şiddetin en karanlık örneklerinden biri olarak tarihe geçti. 2025’e girerken bu gibi olayların bir daha yaşanmaması için, bu zihniyete karşı durmamız gerektiği ortada.
Bodrum’un Evrensel Mesajı
Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden biri olan Bodrum, yılbaşı kutlamalarının farklı kültürlerden insanları bir araya getirdiği bir barış sembolüdür. Dünyanın dört bir yanından gelen insanların hoşgörü ve eğlence içinde yeni yılı kutladığı bu özel bölge, Türkiye’nin çağdaş yüzünü yansıtırken, yobaz zihniyetin karalama kampanyalarına da maruz kalıyor. Bodrum’da bile yılbaşı kutlamalarına karşı propaganda yapılması, bilgi çağında bu zihniyetin ne kadar geri kaldığını gözler önüne seriyor.
Yobaz Kafa ve Toplumsal İlerleme
Gerici zihniyet yalnızca yılbaşı kutlamalarına değil, aynı zamanda toplumsal ilerleme çabalarımıza da engel olmaya çalışıyor. Atatürk’ün “muasır medeniyetler seviyesine çıkma” hedefi doğrultusunda, çağdaş, demokratik ve laik bir Türkiye inşa etme mücadelesi veren toplumumuz, bu zihniyete karşı birlik içinde olmalıdır. Bu anlayış, Türkiye’nin zengin kültürel dokusuna ve çeşitliliğine yakışmayan bir karanlık zihniyetin temsilcisidir.
Sonuç: Yeni Yıla Umutla
2025’e girerken, yılbaşı kutlamalarının yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda bir umut mesajı olduğunu unutmamalıyız. Yeni yıl, geçmişin yüklerinden kurtulup geleceğe dair yeni bir başlangıç yapma fırsatıdır. Bu kutlamalar, gerici zihniyetlere karşı çağdaşlık ve hoşgörünün simgesi olmalıdır. Türkiye’nin zengin kültürel ve inanç çeşitliliği içinde, yılbaşı kutlamalarının özgürce yapılabildiği, barış ve hoşgörünün hâkim olduğu bir toplum için mücadele etmeliyiz.
“2025’e Hoş Geldin: Geleceği Umutla Karşılamak ve Gericiliği Aşmak!”